Yeni gündemimiz "Yerin kulağı var!" Evet, yerin kulağı da var, elleri, ayakları da...
Yeraltı zenginliklerimiz hafife alınmayacak kadar güçlü!
***
Yerin altına kulakları kim soktu dersiniz? Kulağı delik adamları, ya da kadınları ünlülerin evlerine kim soktu peki? "İsmini açıklamak istemeyen yetkili" konulu haberler nasıl üretildi.
Bunun bir tarihçesi olmalı.
Bu tür habercilik, gazeteciliğin en çirkin biçimiydi de, neden alkışlandı? Kulaklar yetmedi, dudaklar okundu.
O da yetmedi, gizli kamerayla insanların özel hayatının canına okundu.
Özel yaşamın kutsallığı, insanların kendi canı yanmadıkça, değer bulmaz mı yani?
***
İnsanların söylemlerine kulak dayamak ayıpların en büyüğü...
Peki, ünlülerin evinin içini bile "yaya geçidi" olarak kullanan habercilik anlayışı, mesleğin onuru mudur? Yerin altına ekilen kulak tohumlarını, bir gecede yok etmek mümkün mü? Kendi yaptıklarına hafifletici sebep arayanlar, gerçek özgürlüğün peşinde sayılır mı dersiniz? Herkes özeleştiri yapsa da, kendi kulağıyla duysa yanlışlarını.
***
Bu ülkedeki yozlaşmanın sebeplerini oluşturanlar, hep aynı adreslerde buluşuyor.
Yan masaları düşünmekle, gerçek özgürlüğü düşünmek arasındaki fark da burada zaten.
"Bencillik humması!"
***
Düşmüş yaprakları yeniden ağaca yapıştırmakla, baharı getiremezsiniz.
Eğer yerin kulağındaki bütün deliklerin kapatılması isteniyorsa...
Önce kişisel çıkar hesaplarının vitrine çıktığı gazeteciliğin kapıları kapatılacak.
Sonra da, yerin kulağıyla beslenen habercilik...
Kişiye ve özgürlüklere saygı, kendiliğinden gelir.
***
Yoksa yan masayı kaybetmek bir şey değil...
Ülkedeki özgürlüğü tümüyle kaybederiz ki, o yola da girdik zaten.
Bizleri avaz avaz yaşadığımız günlerden buralara taşıyanların kulakları çınlasın.