Ekonomide berbat hava esiyor.
Alt kattakiler yazın bile üşüyordu da, üst kattakiler şimdi fark ediyor gelecek fırtınayı!
Amerika'daki sanayi ve bankalar arasındaki köprüler sallanırken, Türkiye'deki iskambil ekonomisi bu sarsıntıdan payını almayacak mı yani?
Düşünün, General Motors gibi bir dünya şirketi, ayakta kalabilmek için 26 milyar dolar arıyor.
Bulması zor ihtimal.
Bulmaması, ucu bizim ülkemize kadar dokunacak bir sarsıntının ta kendisi.
***
Bizler ekonomik krizlere alışık bir toplumuz.
O yüzden tedbirimiz yok.
Nasılsa kişi başına düşen milli gelirimiz 10 bin dolar...
Her ay hakkımız olanı aktarırlar cebimize...
Nasılsa 11 milyon insan, iftar çadırlarında doyuyor.
Kriz halinde de, insanlar birbirini yer.
Bu ülkede sadece belediyelerle iş yapanların ve ihale cambazlarının ekonomisine bir şey olmaz.
***
Yapılan araştırmalarda, yatırımcıların yüzde 55'i ülkede ekonominin daha da kötüye gideceğini işaret ediyorlar.
Toplumun ortak paydası sefalet oldukça, herkeste aynı tepki.
"Bu hain ekonomi daha neyimizi alabilir ki!"
***
Bilmezler ki, sefil ekonomiler insanın her şeyi alır.
Oğlunu, kızını, geleceğini...
Sefil ekonomilerde fuhuş patlar, ahlaksızlık vitrine çıkar.
Sefil ekonomilerde insan satın almak çocuk oyuncağı olur.
Toplum iyiden iyiye bozulur.
Rüşvet patlar, sokak çeteleri yasaların önüne geçer.
İnsanları hayata bağlayan bütün bağlar birer birer kopar da...
"Battı balık yan gider!"
***
Sefil ekonomi, insanların onurunu bile kırar da, yerlere atar...
Sonra?
Sonrası uzun hikaye...
Sonrası inleyen nağmeler.