İftar çadırlarında başı öne düşürülmüş bir halkın "başı" olmak mesele değil.
İyilik ticaretiyle, çocukların ekmeğini çalanların karşısında, başı önde duran bir lider olmak mesele...


96 yaşındaki bir anneye küfür etmek de, imparatorluğa dahilse...
Futbol dünyasındaki imparator yalakalarına, Fatih Terim'i "yılın erkeği" seçmek düşer.


Zorunlu din eğitimi yerine, hukuka ve demokrasiye saygı dersleri vermeliyiz çocuklarımıza.
Yoksa sadece "kendilerine Müslüman" olmaktan öteye gidemezler.


Yaşlı adamların politikayı bırakmak istemeyişi...
Cinayet yerine giden kuşkulu katilleri hatırlatıyor bana.
Ne dersiniz!


Suçlandıkça güçlenen insanlar ülkesi olmaktan kurtulmak için.
Suçluların cezalandırılmasını gerektiren yasalar üretmeliyiz.
Yoksa, onlar sizlere kim olduklarını gösterirler.


İçki içmediği için, Başbakan'ı "içenlerin düşmanı" saymak yerine. İnsanlara medyaya güveni ve saygıyı öğretmek gerekir.
Çünkü bilinmelidir ki...
Gazeteler, eli kadeh tutan yayın yönetmenlerine değil, halka aittir.
Üstelik öğretmenlerin maaşı, onların bir kadeh viskisine bedel hale gelmişken...


Ülkenin ruhu bozuldu, aşkın da tılsımı...
Yoksulu zengin istiyor.
Zengini, daha zengin.
O yüzden paranın sesi, yüreklerin sesini bastırıyor.
O yüzden gecelik aşklarda, "Yap-işlet-devret" modeli hakim.


Çocuklarımıza, barış için savaşmayı öğretmedikçe...
Onlar savaşçı bir toplumun fertleri olarak.
Önce birbirlerini yiyecekler...
Sonra ülkenin geleceğini...


Vicdanlarına susturucu takmış insanları gördükçe, haykırıyorum.
"Susma, sıra sana gelecek!"