Almanya'daki Deniz Feneri davasında, bağış paralarını ceplerine indirenler mahkum oldular.
İnanç ticareti yapanların, 5 yılda topladıkları para 41 milyon euro...
Bu ticareti politik silah haline dönüştürmenin yolculuğunda, akıbeti belli olmayan paralar da var.
Aranırsa bulunur.
Ama ne acıdır ki...
Alman hakimlerin gösterdiği hukuk mücadelesi, bizim ülkemizde gösterilmiyor.
Bizde din üzerinden siyaset yapanlara da, hırsızlık yapanlara da dokunmak zordur.
***
Bizim ülkemizde, din üzerinden siyaset, inanç üzerinden ticaret yapanların, birbirlerini koruma ve kollama yasası vardır.
Bu yasa her şeyin üzerindedir.
O yüzden yetimin öksüzün hakkı, en kolay bizim memlekette yenir.
İnanç tüccarlarına lüks villalar, pahalı cipler! Milyonlarca insana, iftar çadırlarında kuyrukta beklemek, evlerde ağlayan çocuk sesleri! İşte sizlere harika alışveriş manzaraları.
***
Kasten cahil bırakılan toplumların kaderidir bunlar! Topluma haram diye yasaklananlar, iyilik tüccarlarına helaldir! Sistem tıkır tıkır işlemektedir de, birçok belediye başkanı sistemin kilit adamlarıdır.
Aklınıza takılan belediye başkanlarının mal varlıklarını isteyin.
Eşlerinin, kendilerinin ve de hısımlarının...
Birkaç yılda trilyoner olmanın kitabını yazanlar bir hesap versinler bakalım.
Bu paralar nereden gelmiş, nereye gidiyor? Nasılsa cevap veremezler ya, yetimin öksüzün hakkını yemenin masum kılıfından, bir takke yaparlar.
Yanında da sahte cennetin bileti.
***
İyilik yapmak, cehennem ateşine, cennetin musluğunu açmaktır.
Ama önce gözünüzü açmanız gerekir.
Çünkü iyiliğin ticareti olmaz.
İyilik tüccarları, din üzerinden siyaset yaparak geçinirken, çocuklarınızın alın terini ve emeğini içiyorsa...
Öğrenmeniz gereken çok şey vardır!
***
Çünkü hırsızlık, dünyanın en şerefsiz mesleklerinden biridir.
Hele Allah'ın adını kullanarak yapılan hırsızlık!