Deplasman maçlarında intihar etmeyi alışkanlık haline getiren bir takım oldu Fenerbahçe...
Görünen o ki, bu sezon yenilgi istiflemekten bıkmayacak gibi...
***
Aslına bakarsanız Sarı Lacivertlilerin kazanması gereken bir maçtı. Maçın ilk yarısında bütün dengeler de lehineydi.
Aragones'in Kazım'ı Güiza'nın yanına monte etmesiyle, Gökhan Gönül'ün önünün açılması arasında yakın ilişki vardı.
Kazım'ın iştahlı hali, Sivasspor'un içine kapanmasının sebeplerinden biriydi.
Ve ilk yarıda kazanmayı düşünen sadece Fenerbahçe'ydi..
Çökmüş bir orta alana rağmen...
***
Volkan Babacan, kritik maçın en hayati adamıydı da, bir kalecinin yapabileceği şeyler de sınırlıdır.
Maçın 77. dakikasında bütün defansın izlediği bir pozisyonda yapabileceği bir şey yoktu. Ardından ikinci gol...
***
Roberto Carlos... Fenerbahçe'nin en pahalı sol kanat seyircisi...
Maldonado... Yabancı hakkını böyle biriyle kullanmanın vebalini, fazlasıyla ödeten adam...
Ve Aragones. Kendine çelme takan aktör!
***
İkinci yarıdaki Fenerbahçe, Aragones'in intiharıdır. Ne olduysa, forvetin en etkili adamı Kazım'ın oyundan alınmasından sonra oldu.
Alex'in sakat sakat oynatılmasına izin vermek de, yenilgiye tuz biber oldu.
Alex'in fedakarlığı yürek hizmeti ama onu bu şekilde sahada tutmak, "yürek hezimeti..."
***
Bu sezon deplasmanda sevinmek, Fenerbahçe taraftarına yasaklandı.
Bu gurur Fenerbahçeli futbolculara ait. Ve berbat yönetmen Aragones'e...
Dinamo Kiev karşısında aynı hataları tekrarlamamak, onların boynunun borcudur.
Kendilerini borçlu hissediyorlarsa eğer!
Sivasspor'a gelince...Galibiyet yoluna baş koyanlar 3 puanı söke söke aldı.