Bıyıklarımızın yeni terlediği zamanlarda
Dale Carnegie, ortalığı kasıp kavuruyordu. Adam öyle hayati konularda kitaplar yazıyordu ki, kitap okuyunca midesi kalkanların bile, elinin atında bir iki Carnegie olmamasının imkanı yoktu.
Bizim bıyıkların tek tek kendini göstermeye çalıştığı yılların Türkiye'sini, bugünlerle karıştırmayın sakın. Yaşı yetenler bilir, 70'lerin Türkiye'siyle 80'lerin Türkiye'si arasındaki fark, sıradan bir on yıla denk düşmez. Hele
80'den sonra, füze rampasına koymuşsunuz sanki memleketi . O ne hızlı değişimdir maazallah! Beğenip beğenmemekte serbestsiniz lakin, yerimizde saydık derseniz, burnunuz Pinokyo'nunki gibi bulutlara doğru yükselir.
70'ler dünyanın da etkisiyle, solun yaktığı projektörün ışığı altında geçti.
Öğrenci olayları, işçi eylemleri, çiçek çocuklarsokağın hareketli olduğu yıllar dı anlayacağınız. Elbette hareketli sokaklar, kardeşkanı döken terör eylemlerine de sahne oluyordu. Sonra 80'de darbe oldu. Bir günde kardeşlik yeniden tesis edildi. Sokakta ne kan kaldı ne de insan!
80'den sonra ülke; bir yandan
darbenin acıtıcı izlerini silmeye, diğer yandan globalleşen dünyaya adapte olmaya çalıştı. Yerimiz olsa Özallı yıllardan sürüyle hatırlatma yapmak mümkün. Yerde yok, yazıyı kuru tarih bilgisiyle doldurmaya gerek de. Meraklısı internete başvursun.
Gelelim Dale Carnegie ve kitaplarına. Adamın öyle cezbedici isimlere sahip kitapları vardı ki, sıkıysa zorlukla biriktirdiğin üç kuruşunu bastırıp da alma. '
Üzüntüyü bırak yaşamaya bak', kederden geberecek duruma gelmişsin, karşında bu isimde bir kitap duruyor, alma da göreyim. '
Etkili konuşmanın çabuk ve kolay yolu.' kitap ismi değil keramet mübarek. '
İşten ve yaşamdan zevk almanın yolları', yok artık diyesi geliyor, değil mi ama insanın? '
Dost kazanma ve insanları etkileme sanatı' böyle bir mucizeyi yerde bulsanız, kaldırıp başınızın üstüne koymaz mısınız? Başka kitapları da var Canegie'nin, ama bir tanesi var ki, bizim siyasetçilerin altını çizerek okumaları şart! '
Söz söyleme ve iş başarma sanatı'. Özellikle Ana Muhalefet Partisi lideri
Baykal'ın; kitabı bir değil, birkaç kere okumasında sayılamayacak kadar çok yarar var.
CHP lideri, Genelkurmay Başkanı'nın, devir teslim töreninde yaptığı konuşmayı desteklemek için söylediği; "
güzel ama sözle etkili olma anlayışı gerilerde kaldı." sözlerine gelen tepkileri göğüslemek için söylediği, "
Ortada bir sorun var ben o soruna dikkat çekiyorum. Bu demek değildir ki, asker müdahale etsin" cümleleri arka arkaya eklenince, söyleyenin hitabet konusunda başarılı olamadığı sonucu ortaya çıkıyor mu?
Söylenen söz, anlaşılamıyor ya da yanlış anlaşılıyor ve tashihe ihtiyaç duyuluyorsa, hatibin başarısız olduğu kanaati hasıl olur. Kitabın ikinci ilgi alanı olan, '
iş başarma' sanatıyla ilgiliyse, söyleyecek bir şeyim yok. Baykal'ın bu maharetinin sonuçları sürekli sandıktan çıkıyor zaten.