İnsanoğlu için ölmek değil yaşamak mucizedir. Suyu gırtlak yerine nefes borusuna kaçırdınız, Allah sevdiklerinize uzun ömürler versin. Damarda akan kan küçük bir engele takıldı, Tanrı taksiratınızı affetsin. Ölmek kolay, yaşamak asıl mucize olan.
Hele Türkiye'de yaşıyorsanız, hatayı sizin ya da hor kullandığınız vücudunuzun yapmasına gerek yok. Küçük, büyük kusurlarıyla sizi öldürmeye hazır, on binlerce insan etrafınızda pervane, haberiniz ola!
Bu kaza cinayete giden yolda, size hizmet verenleri tanımadığınızı söylemeyin sakın! Bunları bilip, tanımak için ayrıntı araştırmalara filan gerek yok, gazete okuyup, televizyon seyretmek kafi.
Hadi canım sende deyip, ispat isteyenler için Takvim ve Sabah'ta çıkan, 'bize has hayatı tehdit haberleri'ni sıralayayım da, tereddütleriniz, dudak uçuklamasına dönüşsün.
"İstanbul Yenikapı'da trene kaçak binmek isteyen 11 yaşındaki Ebubekir Cankır'ın hayatını kaybetmesinin ardından dün de Küçükçekmece'de, jeton almadan istasyona girip trene binmeye çalışan 11 yaşındaki çocuk trenle istasyon arasında sıkıştı."
Hayatın bir jeton pahasına kaybedildiği kaç ülke tanıyorsunuz? Zorlayın bakalım hafızanızı, uygar bir ülke ismi söyleyebilecek misiniz?
"Konya'da iki çocuk annesi Gülten Yaşar'ın 3 yıl önceki ameliyat sırasında bağırsağında unutulduğu iddia edilen pens, ameliyatla alındı."
Levent Kırca parodisi gibi değil mi? Maalesef değil, sonuna kadar gerçek. Üç yıl pensle yaşamak zorunda bırakılan kadına, devletin demirbaşını bağırsağında alıkoymak suçundan dava açarlarsa bile şaşırmaya gerek yok.
Trabzon'un Yomra ilçesinde başparmağını fındık ayıklamada kullanılan patoz makinesine kaptıran Raşit Sağlam, kaldırıldığı Numune Hastanesi acil servisi tadilat nedeniyle kapalı olduğu için KTÜ Hastanesi'ne sevk edildi. Burada da cerrahi set bulunmadığı için kopan parmağı yerine dikilemedi."
Gelin de içine o parmağın karıştığı fındığı, gönül rahatlığıyla yiyin şimdi!
"Mersin'de 8 yaşındaki Mehmet Toprak, serinlemek için girdiği DSİ sulama kanalında boğuldu."
"Dişi ağrıyan eşini hastaneye götürmek isteyen Özgür Yazıcı, açık rögara düşüp kaza yapınca feci şekilde can verdi."
Sakın size, karısının dişi ağrıyan koca ölür mü diye soran olursa, saçmala cevabını vermeyin! Oluyor, bu ülkede size kurulmuş hiçbir tuzağa şaşırmamayı öğrenmiş olmalısınız.
Kahramanmaraş havaalanı aynı gün iki kaza atlattı. Birincisi, kaptan inişe geçtiği sırada pistte bir aracın olduğunu fark ediyor, yeniden havalanarak ikinci denemesinde iniş yapabiliyor.
İkincisi uçak kalkışa hazırlandığı sırada, yakın mesafeye inen yangın helikopterinin kaldırdığı toz, uçağın motorunun kirlenmesine yol açıyor.
Uzmanlar helikopterin bu kadar yakına inmesi nedeniyle çıkan kıvılcımda uçağın alev alabileceğini söylüyorlar."
Diyecek bir şey yok,
Allah hayatta kaldığımız her gün, hepimizi sevdiklerimize bağışlıyor.
Sırf kadere güvenerek yaşanılan başka bir uygar ülke biliyor musunuz?