Balkanlar coğrafyası neye hiç yabancı kalmamıştır sorusu benim kafamda hep, 'karışıklık' cevabına karşılık gelir. Bugün Kosova'nın durumu da, dün Bosna'nın yaşadıkları da aynı cevap şemsiyesi altında düşünülebilir. Dün Bosna'da yaşananlar, insanlığı iliklerine kadar titretecek bir vahşetin ismiydi. Dünya çok insan kaybetti Bosna'da, çok acı yaşadı ve uzunca bir süre ellerini temizleyemeyeceği kadar çok kana bulandı. Bu süreçte Türkiye, insani ilgisini o coğrafyanın üzerinden hiç eksik etmemeye çalıştı. Dönemin Başbakan'ı, Bosna'yı en karışık zamanında ziyaret etti. Çiller'in çelik yelekli Bosna fotoğrafını, zihnini azıcık zorlayanların hatırlayacaklarını sanıyorum. İşte o karışık zamanlarda Bosna'nın bir Bilge Kral'ı, usta bir siyasetçisi, barışa kendini adamış bir öncüsü; Aliya'sı vardı. Tarihi bilmek, geçmişteki acıların tekrarını yaşamamak için gerekliyse, Aliya'yı bilmeden bu süreci tamamlamanın imkanı olmadığı gerçeği önümüzde duruyor. İnsandan çok toprak seven emperyalizm, bugün dünyanın pek çok coğrafyasında ne yapıyorsa, dün Aliya'nın ülkesinde aynı şeyleri yaptı. Demek ki, tarih okumalarımızı yeniden değerlendirip, nerede yanlış yaptığımızı tekrar düşünmeliyiz. Acı durmadan tekerrür ettiğine göre, anlamadığımız bir şey var demektir. Bağcılar Belediyesi çok gecikmiş bir uluslar arası sempozyuma ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bosna da dahil dünyada ilk kez, Aliya'ya adanmış bir sempozyuma imza atıyor. Katılımcılarıyla, oturum başlıklarıyla ve acıyı yaşayanların tanıklıklarını paylaşacakları bölümleriyle, bize gerçekten Balkanlar'ın neden bir türlü durulamadığını gösterecek tarihi bir toplantının ev sahipliği, Dünya Kültür Başkenti İstanbul'a yakışırdı. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Aliya Sempozyumu'na Bağcılar'da yaşayanların değil, tüm İstanbul'un sahip çıkması gerektiğini belirterek, tarihe açtıkları pencerenin, barışı hatırlatması açısından çok önemli olduğunu vurguluyor. Doğru, bugünlerde tüm insanlığın, en fazla barıştan bahsetmesi gerekiyor. Bir lider olmasının yanı sıra hukuk adamı da olan Aliya'dan, bugün dünyanın öğrenmesi gereken çok şey var. Başkan Lokman Çağırıcı'nın yönetimindeki Bağcılar Belediyesi'nin, İstanbul'daki kentleşme sürecine önemli katkılar sağlayacak, kültür ve sanat etkinlikleri var. Çağırıcı, günümüzde belediyelerin asfalt ve altyapı hizmeti vermek kadar, bölgesinde yaşayan insanlara kültür pencereleri açmasının da vazgeçilemez olduğunun üzerinde durması, İstanbul için umut verici görünüyor. Ekim'de, Bağcılar'da Aliya konuşacak. Evrensel hukukun dünyada kardeşliği yaygınlaştırmak için yegane yol olduğunu savunanların, bu sempozyumda Bilge Kral'ı anlatmak dışında ona vermeleri gereken bir hesabın olduğunu da unutmamaları gerekir. Ne yazık ki dünya, sınırları genişletmek hevesinden kurtulup, bireyin özgürlük alanını büyütmeyi hala becerebilmiş değil.