Cuma günü
dünya iki ateş arasında kaldı. Aslında ikisini de biliyor ve bekliyorduk. İkisinin de hazırlıkları uzun zaman önce başlamıştı. İkisi de milyarlarca insanın gözleri önünde gerçekleşti.
Aynı gün yanan
iki ateşten biri Çin'den, diğeri Güney Osetya'dan dumanlarını gökyüzüne yolladı. Gökyüzüne salınan dumanlardan biri sevgiyi diğeri dehşeti simgeliyordu.
Aynı saatlerde insanlık, bir arada barış içerisinde yaşayabileceğini 29. kez kanıtlamak için, Pekin'den dünyaya sevinç çığlıkları atarken, Kafkaslar'da; Güney Osetya ve Gürcistan arasında, yıllardır süren gerginlik, savaş tamtamlarına dönüştü.
O halde insanlık için, erişebileceği en yüksek medeniyeti yaşıyor, nasıl diyebileceğiz? İnsanlığın geçirdiği onca karanlık asırlardan sonra, bütün bunları arkasında bırakarak, el ele 29. kez eğlenmeyi beceriyor diyebilecek miyiz? Bu iddiayla güldürmüş olmayacak mıyız, iki ateşi aynı anda şaşkınlıkla izleyenleri!
BİR KİŞİ... BİN KİŞİ Olimpiyatlar'da ülkemiz ve diğer ülkelerin sporcuları toplam kaç madalya alacaklar bilmiyorum. Güney Osetya'da 1400 insanın öldüğünü biliyorum, o da şimdilik! Doğrusu,
savaşın büyüklüğünü tanımlayabilmek için, ölü sayılarını takip edenlerden nefret ediyorum. Birle bin arasında bu anlamda bir fark yok benim için.
Yine savaşta taraflar arasından birisini desteklemek konusunda da yıkılması güç ön yargılarım var. Bu savaşta Rusya'nın Osetya'yı, Amerika'nın Gürcistan'ı desteklemesini, vicdani olarak anlayamamakla birlikte, güç dengeleri ve ekonomi açısından anlayabiliyorum. Ben, sadece savaşı çıkarmayanları ve çıkan savaşın masumlarını destekliyorum. Keşke Putin ve Bush'ta böyle yapabilseydi.
IŞILTISINI YİTİRİR Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Putin, Olimpiyat meşalesinin alevleri gökyüzünü ateşten bir gül bahçesini çevirdiğinde, Bush'un yanına gitti ve kulağına savaşı fısıldadı.
Bush, şaşkınlıktan ağzı açık kalacak biçimde objektiflere yakalandı.
Yüzünde duyduklarına inanamayan bir günahsızın, ne yapacağını bilmez hali vardı.
Ben o fotoğrafın gerçek olmasını çok isterdim. Bush'un, savaş karşısında şaşa kalacak kadar masum olabilmesini, dünyadaki bütün insanları zalimlerin elinden kurtaramadığı için, öfkelenmeyi bile aklına getiremeyecek kadar şaşırmasını, her şeyden çok isterdim.
Ama biliyorum ki,
Bush savaşı öğrenir öğrenmez, hangi tarafı tuttuğunu da öğrenmiş oldu. Putin, bu savaşta güya güçsüzü kollamak için, kendisinden yardım isteyen Osetya'nın yanına koştu. Barışı hiç denemeden, her şeyi düzene sokmak için, sözcükler yerine bombalar atmayı tercih etti.
Dünya iki ateşin arasında, sevinsin mi üzülsün mü şaşkınlığını yaşıyor. Ülkemize Çin'den kaç madalya gelecek bilmiyorum. Ama ışıltılı olimpiyat ateşinin, Osetya'da çıkan yangının külleri arasında ışıltısını koruyamayacağını iyi biliyorum.
Sporla savaş birbirine karıştığında, vicdanlar savaşa sızlar, spor bu dehşetin arasında karambola gider. Gitmelidir de!