İçişleri Bakanı Beşir Atalay;
5 yaşındaki Taha'nın, 3 yaşındaki Aleyna'nın, 12 yaşındaki Şeyma'nın ve diğer masumların katillerini yakaladıklarını söylüyor. Milletçe buruk bir sevinç içindeyiz.
Elbette terör; öyle hain, öyle vahşi, öyle gaddar bir şeydir ki, ne kadar güçlü olursanız olun, tamamen ortadan kaldırmanıza imkan yoktur.
O pislik, bir delik bulup içimizi acıtabilir . Mühim olan, halkını korumakla görevli güvenlik güçlerinin, bu cibilliyetsizleri enselerinden tutup, adaletin karşısına getirmesidir.
Onlar yakalanınca milletin yüreğine sinmiş acılar kapanmaz ama, belki tütsülenir.
İçimiz rahat etmez ama yüreğimizin ateşi bir miktar soğur. Terör öyle anlamsız bir ölüm tuzağıdır ki, tuzağı kuranı nihayetinde tuzağa düşürür.
Yüreğim, 17 canımızı elimizden alan bu terör saldırısının, hızla sonuçlandırılmasından kaynaklanan bir başarıdan bahsetmeye çatmıyor. Olmasaydı ve bu başarıdan bahsedilmeseydi istiyorum. Neticede benim arzularım ve gerçekler çatışınca hakikat kazanır. Bu vahşiler canlarımıza kasteddiler,
Güngören'de sokağa çıkmaktan başka kusurları olmayan insanlar ı haince kurdukları tuzak neticesinde katlettiler ama yakalandılar. Bir iyi şey, yaşadığımız 17 kötü şeyi unutmamıza yaramasa da, sonuç masumlarım lehine olmuştur.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yakalamalarla ilgili yaptığı açıklamada oldukça kesin konuşuyor. Neticeyi elbette hukuk kesinleştirecektir ama güvenlik güçlerimizin terör konusundaki deneyimlerini hesaba katınca da, büyük ihtimalle doğru iz üzerinde yürüdüklerini söyleyebiliriz.
''Kesin tespitler ve güçlü delillerle tereddüte yer bırakılmayacak şekilde olay aydınlatılmış ve faillerin büyük bölümü yakalanmıştır'' Ben bunları yazmak yerine; Güngören, Menderes Caddesinde kendisine dondurma alması için babasının yakasına yapışmış Aleyna'nın sevimli hallerini anlatmayı tercih ederdim. Terör buna müsaade etmedi. Geçen hafta, 17 masumun canlarına kasteden itlerin yarattıkları terörü anlatmak zorunda kaldım. Şimdi de, içimizi acıya beleyenlerin yakalanmaları üzerine yazıyorum.
Süreç Aleyna'nın, Taha'nın ve hiçbirimizin lehine olmamakla birlikte, terörün ve vahşetin de karlı çıkamayacağını gösteriyor.
Terör karşısında panik ve telaşa neden olacak durumlar doğurmak, şiddetle bir yere gelmek isteyenlerden başka kimsenin işine yaramaz. Evet, bunu kitaplarda yazılanın ötesinde yaşayarak biliyoruz.
Bütün bunların yanında bir şey daha biliyoruz. İnsan olmanın doğasında üzülmek var, kahrolmak var ve bunları yaşamak yenilmek anlamına gelmiyor.
Güngören yaralarını sardı, 17 insanımızı katledenler hesap vermek üzere adaletin karşısına çıkmayı bekliyorlar.
Sadece hukuk masum insanların yüreklerinde kanayan yaraları pansuman edebilir. Belki tümden iyi edemez ama kanamayı da adaletin tecelli etmesinden başka bir şey durduramaz.
Hukuk; bu ülkede teröre karşı da gerekli, insanca ve özgürce yaşamak için de. Birini savsakladınız mı, diğeri de kıymetsizleşiyor.