Antalya cayır cayır yanıyor.
Orman Bakanımız "Hayır" diyor...
"10 bin dönüm değil, 4 bin hektar yandı!"
Yanmadı varsayılan 6 bin hektar orman, yanan ormanlara masumiyet mi kazandıracak?
Görevini katıksız yapmanın huzurunu mu?
Yanıyor işte, hala da yanıyor!
Her yaz mevsiminde, aynı trompetler çalıyor.
Yangınları söndürme işlemleri dar gelirken, yetkililere bol geliyor böyle söylemler.
***
İnsanların yandığı bir ülkede, hayvanların ölüsüne kim bakar!
Köyler yanıyor...
Söndürülmekte gecikilmiş köyler...
Yazır Köyü Muhtarı Halil Karataş bile olayın farkında.
"Havadan etkili müdahale edilmesi halinde çok kolay söndürülecek yangına, sadece helikopterle su atıldığı için, etkin mücadele gerçekleşmedi."
Bergamot sarısı güneşimiz yanıyor.
Çocuklarımızın kutsal mirası yanıyor.
Soruların karşısındaki cevaplar yanıyor.
***
Antalya yanıyor.
Golf sahalarını bekleyenlerin, düşlerindeki kör kandiller yanıyor.
Kurnaz eşkıyaların düşlerindeki mumlar yanıyor.
Ülkemizin ömrü yanıyor..
Tadını aldılar ya, her mevsim Antalya böyle yanıyor...
***
Neymiş, "Yanan ormanın bir santimini bile işgal ettirmezlermiş!"
Zenginlerin acıkınca yoksulları yediği bir ülkede, yalanlar yanıyor. Çatır çatır!
Tarih yalan söylemiyor!
Bu enfes ziyanın keyfini, elbette birileri çıkartır!
***
Antalya yanıyor.
Ceylanlar, karacalar, binlerce hayvan yanıyor. Anka kuşları bile yanıyor!
Tabiat hangi katliamı bağışlamış ki, bu yangını bağışlasın.
Siyahlar yeşilleri boğar.
İnsanlar hala, küllerinden doğacağını mı sanıyor!