Merhaba Hakkı Baba! Dayanamadım, bu mektubu erken yazdım.
Patlamalarla öldürülmüş insanlar geldi cennete.
Karnındaki çocuğuyla bir anne.
Küçük kızlar, abiler, ablalar.
Hepsinin üzerindeki kıymıkları temizledik.
Çocukların korkularını saçlarımızla süpürdük.
Sonra gülüşlerinden kartpostal yaptık.
Bayramda sana atarım.
***
Aydede çörek ısmarladı onlara.
Büyük Ayı'yla Küçük Ayı, onların öksüzlüğünü emzirdi.
E.T de olanları duymuş geldi, bütün gece onları sırtında gezdirdi.
Melek ablalar, çizgi filmler gönderdi rüyalarına.
"Rüya mı görüyorum" dedi 4 yaşındaki Aleyna, onu çimdikledim.
Annelerine söyle hiçbirini merak etmesin. Onlar düş kurarak büyüyecek burada.
***
Geçen akşam piyanomu sandal yaptım, çocukları tuşların üzerinde gezdirdik, harika bir beste çıktı ortaya, bir nefeste söyledik.
Dün sabah sırtını kaşıdık dağların.
Gözyaşı şişelerimizi, Antalya'da yanan ormanların üzerine boşalttık.
Sönmedi...
***
Biliyor musun, melek ablalar da okuyor senin mektuplarını.
"Her mektubun görülmüştür!"
***
Bir ülke kendisini çocuk ölümlerine yakıştırıyorsa.
Ben o ülkeyi hiçbir güzelliğe yakıştıramıyorum.
Sen söylemiştin ya, bir daha söyle.
"Ölen her çocuk, gökten bir yıldızın eksilmesi demek.
Çocuklarımızı kolay ölümlere terk ettiğimiz içindir ki...
Ülkemiz böylesine karanlık demek."
***
Sen bütün çocukların yaşaması için bağırıyorsun da...
Saçların çocuklarda ağarıyor.
Galiba çocuklar seni çağırıyor.
Kendine iyi bak!