Bakmayın, "Parti kapatılmasını içime sindiremiyorum" diyen Mesut Yılmaz'a.
Mesut Yılmaz, yeni siyasi oluşumun tetiklenen politikacılarından biri.
Bir yanı, "Düşmeseydim inecektim"...
Öbür yanı, "İstemiyorum ama arkadan itekliyorlar!"...
Hayalindeki partiyi kurmuş bile...
Japon Liberal Demokrat Parti modeli.
Nasıl bir model açıklarsa açıklasın.
Benim Mesut Yılmaz'ın başkanı olduğu partiden anladığım: "Yaşasın patronlar!"


Politika; sözcüklerine güvenilmeyen bir sanat dalıysa...
Harika bir sanatçımız mevcut.
Tansu Çiller de politikanın eşiğinde duruyor.
Başörtüsünü de hazırladı...
Röfleli saçlarını da...
İki anahtarla başını döndürdüğü halkını, şimdi "uçan seccadeyle" Avrupa'ya uçurur.
Kuşkunuz olmasın.


Her kesimin hazırladığı renkli ve çeşitli adaylar da mevcut.
Başrolde şimdilik Abdüllatif Şener gözüküyor. Gelecek yıllarımızın başbakan silueti olarak da topluma enjekte ediliyor.
Bu ülkede halkın dışında gelişir bazı şeyler. Senaryolar yurt dışında yazılır.
Sayfaları basmak da gazetelere kalır.


Kapatma davasından sonra yeni bir dönemece girmesi muhtemel olan ülkemizde...
Gazetelere en yüksek faizi veren, Başbakan olacaktır.
Olan yine halka olacaktır da...
Daha neyini alabilirler ki bu halkın.
Dibe vurmuş bir ülkede!