Liderlerimiz inatlarının boynunu kırıp el ele verse.
Ne türban meselesi kalsa memleketin, ne rejim korkusu.
Aynı türküyü söyleseler, bizler eşlik etsek.
"Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz!" Kendilerini hizaya soksalar.
"Aman ne güzel" desek.
"Yüzlerine vurmuyorlar yanlışlarını." ***
Işıkları sönse ayrımcılığın.
Birbirinin kanını akıtmak yerine, herkesin kanı kaynasa birbirine.
En büyük gürültü vicdanlarda olsa.
Kınına sokulsa hançerler, herkesin inancına saygılı olsa toplum.
Kayıplar ve ayıplar ülkesi olmasa memleketimiz.
Herkes savaşa karşı dursa...
***
Gazeteler 1980 öncesine dönse. Kendi çıkarlarının değil, halka hizmet etmenin sayfaları basılsa.
Boynundaki yağlı ipi gururla okşayan köşe yazarları itibar görse, memleketi pazarlayan her devrin yılışıkları değil.
Birinci sayfaların sağ üst köşeleri öğretmenlere ayrılsa, şehvetli kadınların pabucu dama atılsa.
Hak arayan işçilerin çığlıkları duyulsa, manken ilanları yerine.
Bir işçi öldüğünde, bütün memleket ayaklansa.
***
Dağlar kekik koksa yine.
Sevgi ve saygıya dair ne varsa, yeniden yaratsa insan yüreği.
Kula kulluk ve töreler ortadan kalksa.
Ağzımızdaki yaralara pansuman yapsak, dünya aşk olsa.
Herkes kendisini sorgulasa, mahkemelerden önce.
"Yasak koyan kendine koymuştur" diyenler birlik olsa, topyekün ayaklansa özgürlük işçileri.
Kendisini şarkıdan şarkıya vursa insanlar.
***
Kara, kapkara bir cisim hızla yaklaşırken dünyamıza.
Bu nefret yörüngesinden çıksak.
Cinnetten cennet haline dönse ülkemiz.
***
Karanlıklar, çeteler, kanunsuzluklar ve bilumum kötülükler, kabullenilmiş bir yaşam biçimi olduğundan beridir ki...
Kimsenin çağdaş ve aydınlık bir ülke istediğine de inanmıyorum artık.
Bütün değerler ayaklar altında gezinirken, sakın ola canınızı sıkmayın.
İyisi mi milli maçın sonucunu bekleyin.
Ülke gururunuz tavan yapsın!