Sigara yasakları başladı, gazeteler boy boy, '
Tiryaki şimdi ne yapacak?' haberleriyle doldu taştı.
Tiryaki ne yaptı? Yasağın ilk günlerine bakılacak olursa, sigarasını fosur fosur içmeye devam etti. Hem de neredeyse her yerde! Sanıldığı gibi, kahvesini masada bırakıp, bir sigara içmek için kapının önüne koşmadı.
Nargilesini de içti, sigarasını da tellendirdi. Hem de kapalı mekanlarda. Hem de hiç çekinmeden! Doğru mu yaptı? Elbette hayır. Suç işlemek pahasına, toplumu zehirlemek inadına devam, savunulası özgürlükler kapsamına girmiyor.
Biz böyle düşünüyoruz ancak,
Sabah'ın haberine bakılırsa, bizim gibi düşünmeyen; '
aydınlar!', '
toplum önderleri!' var. Özgürlük kalkanının duldasına sığınıp, topluma tersten vuruşlar yapmaya bayılıyorlar.
ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK Alev Alatlı,
"Kyoto'yu imzalamayan, dünyanın tepesinde delik açan ve birçok hastalığın başlamasına sebep olan ulusların, iş sigaraya gelince bu kadar korumacı tavır almaları beni düşündürüyor." demiş.
Alatlı'nın bu söylediklerine halk arasında, '
özrü kabahatinden büyük', düşünce dünyasında ise
dezenformasyon denir. Doğru örnekler ver, halkın kafasını karıştırıp, yanlışı doğru gibi yuttur.
Elbette
Kyoto'da imzalansın, ama çocuklar da duman altı olmasın!
Meşhur, '
Haydi gel bizimle ol'un Pınar'ı, mahkemelerde sürünmeyi göze alarak, (kendi böyle söylüyor) yasaya karşı direnişini gösteriyor. Sigara içmeyenlerin bu konuda paranoyakça davrandığını savunuyor haspa.
"Benim sigara içip içmeme kararımı devletin bana bırakmama olayını protesto ediyorum. Eğer benim gerçekten sigara içmeme engel olmak istiyorlarsa, sigara yapım ve satımını engellesinler." Bir kere daha okuyun isterseniz! Yıllarca kitap yazmış bir kadının, televizyonun pençesinde, popüler kalabilmek hastalığına tutulduktan sonraki düşüncelerini.
DEDİKODUYU TERCİH ETTİ Haydi gel bizimle ol Pınar, keşke bir aydın olarak, sadece kendisinin değil, toplumun her kesiminin özgürlükleri için, böyle sert tavırlar alabilseydi.
Alamadı,
üç kadınla ekrana kurulup, dedikodu yapmayı tercih etti.
İş üstüne tüttürdüğü, keyif sigarasına yasak gelince de, dayanamayıp saldırdı. Hem de kanun, hukuk, mahkeme korkusuna aldırmadan. Aferin!
Sigara yapım ve satım konusundaki çıkışı ise; tek kelimeyle, faşizanca. Kendini bu kadar önemseyerek yaşamak çok zor olsa gerek!
Bakın
Emre Aköz'e, 'liboş' diye dalga geçmeye çalışmak yerine, biraz utanın.
"bazı sorunlar var ki, yasaklamadan olmuyor. Sigara bunlardan biri." Liberal demokratları, mahallenin sınırsız özgürlük isteyen, şımarık çocukları sananlara, iyi bir ders olsun.
Bir de diyorum, şu sigara işi iyice oturduktan sonra,
kafa çekmenin zorlaştırılmasına gelsek nasıl olur? İçki, toplum sağlığını sigaradan bin kere daha fazla bozuyor.
Benim bu söylediklerim de sanırım,
içkiyi laikliğin teminatı gören laikçilerin kafasını fena bozuyor.