Tütün ve alkol tüketimini yeniden düzenleyen kanunun, hayatın ortasına saatli bomba gibi düşeceğini tahmin ediyordum. Sigara kısmına seslerini yükseltemeyen tiryakiler,
içki tarafından taarruza geçmeye başladılar bile.
Kimsenin kanserden, şiddetten, ailelerin parçalanmasından sorumlu olan içkinin, toplumda yol açtığı tahribatı filan iplediği yok. İçki sever;
kadehine dokunanı, laik devletin karşısındaki hain olarak algılıyor . En azından akşamcının sesi olduğunu iddia edenlerin, gardlarını bu şekilde alacakları belli oldu.
Bu köşeden "
Şişedeki Laiklik" başlığıyla yazdığım yazıda bahsettiğim senaryo, sahneye çıkmaya başladı bile. İçkinin nefes almak, su içmek, ihtiyaç gidermek kadar doğal bir insan hakkı olduğunu savunan, "kafası kıyak akşamcılar", "kadehe dokunan eller kırılsın!" naraları atmaya başlamakta gecikmediler.
Neymiş efendim, '
Bir kadeh rakı artık yasak'mış! Koca koca adamlar, içki sağlığa zararlı, çocuklarımızın erişiminden bu rezaleti ne kadar uzak tutabilirsek, o kadar iyi diyeceklerine, yol üstü büfelerinden bir kadeh içemeyecekler diye, ortalığı birbirine karıştırıyorlar.
Kafası güzel abiler, sizin eve gidinceye kadar, 'her büfede bir duble atma hakkınız engellenemez!' Zaten bu kanun yapıcılar da, dini eğilimli partinin milletvekilleri oldukları için, "
Türkiye laiktir laik kalacak" sloganını sürekli unutuyorlar. İşe bak yahu, bu güzel ülkeyi, iki kadeh devirip tozpembe görme hakkı bile çok görülüyor,
laikçi-ulusalcı memleket sevdalılarına. Kanun böyle çıkarsa, her büfe önünde sabaha karşı söylenen, şiirler öksüz kalacak!
Yasa ne diyor; "
açık içki satışı, işletme ruhsatı olmayan mahalle bakkalı ve büfelerde yasaklanmıştır." Bu zaten malumu ilan değil mi? Üzerinden çok zaman geçmedi, hatırlayın. Kaç vatandaşımız kaçak içkiden ölmedi mi? İçki firmaları, şişelerine kaçak üretilen içkiler doldurulmasın diye, kapaklarına ne mühürler, ne değişik şekiller vermediler mi? Bütün bunların hepsi ne için yapıldı, insanlar ne içtiklerinden emin olsunlar diye. Yasadaki düzenlemeye yasak demek, akılla bağdaşıyor mu? Siz her büfede bir kadeh içebilesiniz diye, insanlar kaçak içkiden telef mi olsunlar?
Aslında ortada ne bir hak ihlali, ne de kısıtlanmaya çalışılan bir özgürlük var. Hele '
laiklik'le '
alkolik'liği birbirine karıştırmak için, çok çaba sarf etmek gerekir. Çağdaş dünyaya ayak uydurmanın yolu, illa da kafası kıyak adımlar atmaktan geçmiyor.
Yazıyı vatandaşa hizmet amacıyla, içkinin zararları hakkında can sıkıcı bilgiler vererek bitirelim. Böyle bitirelim de, '
iki kadeh parlatıp, paşa paşa evimize gitmenin kime ne zararı var, sayın ağabeycim?" diye soranların, kafaları açılsın.
İçki; kalp ve cilt damarlarını genişletir.
Felç ve ani ölümlere sebep olur. Karaciğer hücrelerinde yağlanma meydana getirir. Siroza sebep olur, karaciğer büyür. Böbrekleri bozar, zamanla iş göremez hale getirir. Mideyi bozar, ağrı yapar,
gastrit ve ülsere sebep olur. Akıl ve hafızayı zaafa uğratır, beyni uyuşturur. İnsanı yürüyemez, kolunu kaldıramaz hale getirebilir. Sinirleri laçka eder, elleri titretir,
korku ve sinir buhranları geçirmeye sebep olur.
İçkinin ne gudubet bir şey olduğunu yazmaya devam edeyim mi, kıymetli akşamcı abiler, ablalar?
Etmeyelim ama gaza da gelmeyelim!