Her konuda olduğu gibi televizyon konusunda da, Türkiyegerçeklerivar. Bu aralar dizilere sarmış durumdayız, ancak mutlu değiliz. Son zamanların en sevileni yarışma programlarına da ilgimizin azalmaya başladığı bir gerçek. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de yaz geliyor! Tatile çıkan programlar ve biten diziler izleyici için nasıl biteceği bilinmeyen uzun günlerin habercisi.
YERİNDESAYIYORUZ Biz millet olarak yerinde saymaktan hoşlanmıyoruz. 'Hersabahyenibirbaşlangıçtır' diyerek uyanıyoruz sanki güne. Öyle olunca da durmak yerine hızlı verilmiş kararlarla, ya yeni güzelliklere kapıları ardına kadar açıyoruz ya da hata üstüne hata yapmaktan bıkmıyoruz. Hayatın bu denli akışkan olduğu bir ülkede de ihtiyaçlar bitmiyor; toplumsal değişim ve dönüşüm durmaksızın devam ediyor. Dünün normalleri günümüzün kabahatleri haline geliyor ve arada kalmış nesiller bu durumlara uyum sağlamayabilmek için çırpınıp duruyor. Hayreteşayanbirhayatdenirya,Türkiye'deyaşanantamdabutanımıniçerisinde.
HAYATPAHALILIĞI Bizde yaşamanın bir ölçüsü olmadığı için, rakamlarla doğru orantılı yürümüyor sokakta işler. Bakıyorsunuz; bir günde pirinç fiyatları ikiye katlanmış, arkasından ithal muz atağa geçmiş, fiyatlar almış başını gidiyor. Resmi enflasyonla sokaktaki arasında bir uçurum olduğu birşehirefsanesi olarak hiç gündemden düşmüyor. Aslında enflasyonu hesaplarken hangi kalemleri dikkate aldığınız elbette oranların değişmesinde önemli bir etkendir. Ancak bu işin de bir bilimsel tarafı olmamalı mıdır? Hareketli toplumlarda istekler bitmez, sesi hızla yükselen bir maaşlara zam talebi var. Talep sahiplerinin haksız olmadığı da gün gibi ortada. Bakalım Hükümet bu harekete nasıl bir karşılık verecek? Keşke kelimeler yerine rakamlar konuşsa da, dar gelirli maaş ehli, keyifli bir sonuca erişse!
SOKAĞAÇİŞYAPMAK "Konya'dasokağaçişyaparkenMOBESAkameralarınayakalanan48yaşındakiİdrisH.'ye62YTLparacezasıverildi." Haber özetle böyle. Kısaca kafası iyi bir vatandaşımız, hayatın yeni konseptine uyum sağlayamadığı için, gecenin bir yarısı kuytu bir köşede prostat olmamak adına yaptığı bir hareketten dolayı cezalandırılıyor. Eminim çok şaşırmıştır. Bizim sokakların kutulukları, yol kenarları, elektrik direklerinin altları yaşı 40'ın üstünde olanlar için bu amaçla kullanılabilir. Bu yaştakiler için tuvalete 50 kuruş vermek yerine, bir kuytuluğa girmenin suç olması anlaşılamaz. Hele yaşı küçük çocuklar için eskiden her yer, her saat kenefti. Anlaşılan AB'ye uyum sağlayan Türkiye'de kabahatlerkanunuçıktı,mertlikbozuldu.
DİLENCİLERYAŞADI Duy da inanma! Sanki iki düşman ülke sulh ilan etmiş gibi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi "UlusalDilencilikSempozyumu" düzenlemiş. Yeni zamanın akla sığmaz yeniliklerinden biri daha karşımızda. Biz aslında dilencilerlezabıtalararasındakisavaşı kanıksamış bir millet olarak olaya bu şekilde yaklaşmaya yabancıyız. Her şey insanların birbirini anlamasıyla çözülecek deniyor ya, sanırım bizim aklımızın yatmadığı da bu! Gazetelerin satır aralarında yer bulan üç haberden hareketle Türkiye'ye bakınca, YenidünyaDüzeni'ne uyum sıkıntılarını daha iyi gözlemlemek mümkün oluyor. Bu yaşananlardan vatandaş dersini yavaşta olsa alıyor ya, siyaset yapma iddiasında olan muhalefetinbütünbunlarıbirtürlüanlamamasınanedersiniz? Sandıktan çıkan sonuçlardan ne dediğinizi ben anlıyorum da onlar neden anlamıyor, ben de onu anlayamıyorum.