Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait coğrafyada yaşayıp adına da Türk denilen milleti kimliksizleştirmek için her şey yapılıyor. Diline ve dinine ait duyarlılıkları kırdırılıyor. Hoşgörü ve uzlaşma adı altında tepki mekanizmaları köreltiliyor. İnsanlık sahnesinde yer alıp devletler kurduğundan beri en azından kendinin "Efendi"si olan Türk Milleti, İslamiyet ile müşerref olduktan sonra da İlay-ı Kelimetullah uğruna mücadele verdi. Sevgi ve saygıyı şiar edinen insan merkezli hayat sistemine önderlik etti. Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" öğüdünü felsefeleştirdi.
Kiminelikimincebinde! Bu şekilde 3 kıtaya yayılan ve neticesinde dünyanın en uzun ömürlü imparatorluğuna sahip olan Türk Milleti'ni yok edemeyenler taktiklerini değiştirdi. Artık, huyunu-suyunu ve hayat felsefesini değiştirip başkalaştırma peşindeler. Küreselleşme adına yaşananları herkes düşünmeli ve olan-biteni değerlendirmelidir. "Türk Milleti'nin ahlak ve değerleri nasıl çürütülüp yok edilmek isteniyor", görülmelidir. Cinayetler, tacizler, fuhuş ve her türlü ahlaksız ilişkiler, dolandırıcılık ve arsızlık-hırsızlıklar, dağıtılan yuvalar, intihar ve isyankarlıklar başını almış gidiyor. İnsan sevgisiyle dolu milletin çocukları birbirleriyle didişip-boğuşuyor. Gazete ve televizyonlarda yer alan haber, dizi ve programlarla, insanın inamayacağı şeylere rastlanıyor. "Kimin eli kimin cebinde belli değil" sözünü hatırlatan kirli ve pespaye ilişkiler her tarafta kol geziyor!
Yunanlıbilesövüp-saydı Daha düne kadar "Hiç değilse çekirdek aile yapımız kuvvetli. Bu gücümüz var" diye kendimizi avutuyorduk. Artık aileler de, malmülk ve saltanat yarışlarından kaynaklanan kavgagürültülerle ağız tadını kaybetmeye başladı. Kardeş ve yakın akrabalar arasında dünyalık menfaatleri öne çıktı. Allah'ın Yunanlısı bile Ayvalık'ta yaşandığı gibi, geliyor ve kendi vatanımıza bize küfür-kafir gidip hakaretler ediyor. Biz, TV dizilerinde bile sevgisaygı ve kardeşlikten bahsederken, psikopat ruhlu Yunanlı nikah merasiminde "Babamı öldürdünüz, saygı duruşunda bulunun" diyerek "Katillerin torunu" olduğumuzu söylüyor. Aramızdaki yerli başka bir psikopat ise üzerinde gelinlikle barış turu adını verdiği dünya seyahatini otostop yaparak sürdüren İtalyan sanatçıyı hunharca katlediyor. Tövbeler olsun (!) o Yunanlı'ya haddini bildirmedikleri ve evire-çevire dövüp aklını başına getirmedikleri için Ayvalık'taki o nikahta bulunanlar kadar barış gelini denilen İtalyan'ı katleden sapığın aramızda barınabilmesine de hayret ettik. Haber medyada yer aldıktan sonra geldiği Midilli Adası'na gönderilen Yunanlı serseriye ve suç makinesi yerli psikopata, anladığı dilden dersini (biraz olsun) vermediklerini düşünerek çevredekileri duyarsızlıkla suçladık. Tabii ki güvenlik kuvvetlerimize sitem etmeden de duramadık. Elin Yunan'ı, Midilli gibi Türkiye açısından önemli bir yerden gelip aylardır Ayvalık'ta fink atıyor, gezip-tozuyor (Üstelik adam Yunan ordusunda astsubay) bizim güvenlik kuvvetlerimizin herhangi bir yaptırımı olmuyor. Aynı şekilde İtalyan sanatçı da Türkiye seyahatini sürdürüyor ama kontrol eden bulunmuyor. Sorarsanız seyahat hürriyeti var, gelengiden herkesin peşine mi takılınır?
Eyvallahçıolmamalıyız Bir milletin kimliksizleştirilmesi için önce "Bana ne" demeye başlaması, sonra avanta ve çıkarlarının peşinde koşması, ardından da midesinin genişleyip her şeye eyvallah demesi kafidir. Üzülerek, kahrederek ve biraz da öfkelenerek, bu acı gerçekleri paylaştığımız için kimse kusura bakmasın! Yunanlı "it"in Ayvalık'taki rezaletiyle Kocaeli Gebze'deki alçakça cinayeti örnek verdiğimizden ötürü de mesele sakın farklı algılanmasın.