Akdeniz Üniversitesi'nin Antalya'daki merkez kampüsünde yaşanan hadiselerle hafızalara kazınan silahlı 2 kişinin dehşet görüntülerine takıldı Türkiye... Halkımız, haklı olarak üniversitedeki silahtan ürktü ve panikledi. Hatta, geçmişte yaşananları bilen ve hatırlayanlar, paniğe kapılıp "Eyvah yine mi aynı sahneler" demekten kendisini alamadı. Siyah takım elbisesi içinde usturaya vurulmuş saçları sebebiyle bembeyaz kafa derisine rağmen simsiyah gür sakalı ve geniş alnına kazdırdığı (Hazreti Ali'ye atfedilen) zülfikar adındaki kılıç dövmesiyle zaten "Nereden çıktı bu adam?" dedirten eli silahlının sicili de bozuk çıkınca, malum "provokatör" tipinin önemli ayakları da oluştu. Darp, tehdit, esrar ve silah bulundurmaktan 5 suç kaydı olduğu açıklanan Ömer Ulusoy adındaki kişinin silahlı duruşu ve hedefe tetikte kilitlenişi, "adrese teslim kusursuz bir provokatör" iddialarını daha da artırdı. Üniversitedeki kavgada silah kullandığı belirlenen diğer kişinin kuru sıkı tabanca ile göz korkutmaya çalıştığı anlaşılırken, Amerikan filmlerindeki (bodyguard) denilen korumaları hatırlatan zülfikar dövmeli sakallının, Kayseri ve Adana hattından Antalya'ya ulaştığı açıklandı.
Acılı bir sos serviste Her karesi ve gelişmesi mercek altına alınması gereken üniversitedeki kavga ile ağırlıklı medya, siyaset ve bilim dünyamız yine aynı hataya düşecek gibi görünüyor maalesef!.. Bakıyoruz, 3 gündür hemen herkes sadece provokatöre kilitlenmiş halde... İki cümle provokatör bir cümle de MHP veya Ülkü Ocakları'ndan karışım yapılarak acılı bir sos servise sunulmak isteniyor. Oysa millet olarak faturalarını çok ödediğimiz oyunun bu son aktörü ortada... Kimliği belirlendi ve her an ele geçebilecek kadar kıskaçta... Öyle ise sorgulanması ve aydınlatılması gereken, üstelik en az provokatörün kendisi kadar önemli diğer noktalara niçin değinilmiyor? Sağ-sol çatışması olmadığı, PKK'lılarla ülkücülerin karşı karşıya geldiği belirtiliyor. Tatil olan pazar günü, silahlı hadiseler yaşanıyor. Ama ondan 2 gün önce PKK'lı gruplar kampüsün yanındaki lokantada yemek yiyen 2 ülkücüyü bıçaklıyor. Sonrasında bebek katili İmralı'daki cellat, PKK'nın başının doğum günü bahanesiyle bildiriler dağıtıp kutlama yapıyorlar.
Adama özel muamele vardı Uzatmayalım, İmralı canisinin doğum gününün 4 Nisan olmadığı, buna rağmen Türkiye'nin çeşitli yerlerinde aynı gün kutlama bahanesiyle örgütsel eylemler yapıldığı da anlaşıldı. Ülkücüler açısından Alparslan Türkeş'in vefat yıldönümü olan 4 Nisan'da ise ilk defa MHP ve Ülkü Ocakları halka açık (kitlesel) anma programları yerine, lokal ve içe dönük anmalar yaptı. Türkiye'nin bütün il ve ilçelerinde bu programlar yapılmasına rağmen, sadece Antalya'daki (Türkeş'i anma ve mevlit) YouTube denilen sanal aleme taşınmıştı. Yani provokatöre özel bir çaba vardı adeta... Dolayısıyla, üniversitedeki bu iş çok yönlü ele alınmalı... Hiç kimse topu taca atmamalı... Bize göre MHP hadiselerin üzerine sünger çekmeli. İl teşkilatını feshedip güvenlik kuvvetlerini uyardı. Bundan sonra sınavı önce iktidar ve diğer ilgililer ile medya verecek. Böylesine önemli meseleyi Hükümet Sözcüsü değil, bizzat İçişleri Bakanı takip edip halka açıklayacak. İlgililer ile medya ise provokatörün silah doğrulttuğu taşlı-sopalı gruba mercek tutacak! Oradakilerin de ne peşinde olduğu halka anlatılamaz ise yaşananlardan yine ders alınmadığı anlaşılacak. O hesabı verebilecek var mı?