Geçen yıl, bugünlerdeki bir yazımızın başlığı da "Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey" idi. Ermeni soykırımı yaptığı iftirası ile özellikle batılıların baskıları sonucu haksız yere idam edilerek kurban verilen bu mazlum ve yiğit Türk'ün ipe çekilişinin yıldönümü bugün... Tam 89 yıl önce, takvimlerin 10 Nisan 1919'u gösterdiği gün İstanbul'daki tarihi Beyazıt Meydanı'nda idam edilmişti Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesi kaymakamı Kemal Bey... 1. Dünya Savaşı'nda yenik sayılıp toprakları işgal edilen Osmanlı'nın başşehri İstanbul'a da girilmişti. Sadrazam Damat Ferit Hükümeti işbaşındaydı. Batılılar ne derse yapan bir yönetimdi. Başta İngilizler; Fransız ve İtalyanlar ile Düveli Muazzama'da yer alan bütün ülkelerin dediği "emir" kabul edilip yerine getiriliyordu.
Soykırımyalanlarınınkökü Kaymakam Kemal Bey'in iftiraları sonucu üzerine yıkılan suçu (!) ise şuydu: Osmanlı'nın sadık halkı olan Ermeniler, savaş sırasında Ruslar'la birlik olup devletlerine karşı harekete geçmiş ve düşmanla işbirliği yapmışlardı. Daha ziyade doğu bölgemizde çeteleşerek yağma, zulüm, kan ve gözyaşı yaşatıyorlardı. Devlet de iki tarafın emniyeti açısından tehcir (yer değiştirme) kararı alıp Ermeniler'i Suriye bölgesine sevk edip yerleştirmek istemişti. İşte bu esnada yaşanan ölüm ve acılardan ötürü, Türkler'in Ermeniler'e soykırım yaptığı iddiaları ortaya atılıyor. Yıllardır duyduğumuz ve dinlediğimiz sözde ERmeni soykırımı iftira ve yalanları bu sebepten devam ediyor. Devletin tehcir kararını yerine getirmek için gayret gösterenlerden biri olan Kemal Bey, bir süre sonra iftiralara maruz kaldı. Dış baskılarla yargılandı. Ama suçsuzluğu anlaşılıp beraat etti. Tehcir sırasında Ermeniler'i öldürme suçlamalarını "Biz bütün insanları sever kollarız" diyerek reddetti. Buna rağmen dış baskılar devam etti. Sonuçta Kemal Bey yeniden tevkif edilip yargılandı. Mahkeme heyetinin başkanı Kürt Mustafa Paşa idi. Diğer namı da Nemrut Mustafa Paşa idi. Diğer 2 üyeden birinin Şevket Bey, diğerinin ise Artin efendi olduğunu bütün kayıtlar gösterir. Savcı olarak iddia makamında da Sami Bey bulunmuştu. Neticede sonucu başından belli olan uyduruk mahkeme Kemal Bey'i idama mahkum etti. 10 Nisan 1919 günü de karar infaz edildi.
Fertlerölürmilletyaşar Geçen yıl ki yazımızda da vurguladığımız gibi, Türk Devleti ile Türk Milleti'ne hizmet etmekten şeref duyan bu mazlum insan çıkarıldığı idam sehpasında son sözlerini şöyle haykırmıştı: "Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer buna adalet diyorlarsa, kahrolsun böyle adalet. Allah, bu memleket ve millete zeval vermesin. Fertler ölür millet yaşar. İnşallah Türk Milleti de ebediyete kadar yaşacaktır" Baskılar sonucu idam edilen evladına, tam 3 yıl sonra bu devleti kuran iradenin başı olan Atatürk'ün girişimleriyle TBMM sahip çıkmış ve 14 Ekim 1922'de çıkarılan özel bir kanunla Kemal Bey, Milli Şehit kabul edilmişti. Şimdi bakalım Türkiyemize... Meclis'ten serbestleştireceği belirtilen ve iftiracıların soykırım gibi yalanlarına kalkan olacağı söylenen 301'inci madde değişiklikleri tartışılıyor. IMF'nin dayatmalarına göre düzenlemeler yapıldığını herkes dillendiriyor. Batılıların isteklerinin ardı arkası kesilmiyor. Kemal Bey'i, o zamanı ve baskıları ile onlara boyun eğenleri düşünelim; bir de şimdi yaşadıklarımızı... Benzerlik var mı, yok mu herkesin vicdanına!