Parmaklıklar Ardında'nın yapımcısı Ayşe Durukan'ın ısrarlı ve nazik davetini kıramayıp Sinop'a doğru giderken zihnimde Cezaevi, Erfelek şelaleleri ile birkaç nokta daha vardı. Bu kentin sınırları içinde kalan ülkemin en kuzey noktası İnceburun da bunlardan biriydi. Bir de Türkiye'de güneşin batışının en etkileyici olarak izlendiği noktanın Sinop olduğu söylenirdi. 'Sinop' dendiği zaman aklıma öncelikle Sabahattin Ali'nin Aldırma Gönül şiiri gelir. Sinop Hapishanesi'nde yattığı yıllarda hapishanenin duvarlarına vuran Karadeniz'in hırçın dalgalarını dinlerken kaleme aldığı bu duygu dolu şiir, tarihi hapishanenin rutubet kokan koridorlarına sanki bir güzellik katıyordu.
"Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar;
Seni bu sesler oyalar,
Aldırma gönül, aldırma"
ÜNLÜLERİN HAPİSHANESİ
Şimdilerde bir müze olarak terk edilmiş bu izbe koridorlarda kim bilir ne nice canlar tükendi! Mustafa Suphi, Refik Halit Karay, Ahmet Bedii Kuran,Hüseyin Hilmi, Refii Cevdet, Kerim Korcan, Zekeriya Sertel, Burhan Felek, Nazım Hikmet, Necip Fazıl gibi ünlülerin yattığı bu tarihi mekan; 1214 yılından sonra tersane, 1560 yılından sonra da içkalenin burçları zindan olarak kullanılmaya başlamıştır. 1997 yılında ise boşaltılarak Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir. Denizin içine doğru bir dil gibi uzanan bir kara parçası üzerine kurulan kentin tek giriş çıkışı vardır. Söylendiğine göre asayişin son derece düzgün olduğu bu yerde suç işleyip de kaçabilecek yer de yok açıkçası. Tek bir polis bile kentin girişine dursa tüm giriş- çıkışı kontrol edebilir.
TRAFİK LAMBASI OLMAYAN KENT
Kentte tek bir trafik lambasının olmadığını söylediklerinde şaşırmıştım. Kış aylarında nüfusu 30 bin olan kentin sessiz bir yapısı var. Kültür müdürü Hikmet Tosun; birçok ünlü şair, yazar politikacı ve düşünürün burada hapis ve sürgün olarak kalması yanında uzun yıllar sayıları bin 500'ü bulan Amerikan askerlerinin Sinop'ta yaşamış olmasının insan ilişkilerine yansıyan çok kültürlü bir boyutu olduğundan sözetti. Okuma yazma oranının yüksek olduğu kentte insanların çok sakin bir yapısı var. Alaattin Camii, Kale ve Hapishane, Pervane Medresesi, Seyit Bilal türbesi, Müzesi görülmesi gereken yerler.
DİOGENES'İN KENTİ
Sinop'un kent olarak tarihi M.Ö. 800 yıllarına dayanmaktadır. Ünlü düşünür Diogenes de bu kentte doğmuştur. Kentin hemen girişinde elinde feneri ve ünlü fıçısının üstünde insan arayışına devam etmektedir sanki. Bu kadar eski tarihi olan, Hitit, Frig, Lidya, Pers, Helenistik Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetinde yaşamış kentte bu uygarlıklardan kalan ve ilk bakışta göze çarpan bir iz bir doku yok gibi. Tabii ki sokak aralarında karşımıza çıkıveren bir tarihi yapıyla karşılaşma olasılığı tabi ki var. Gecekondu türünde yapılmış bile olsa Sinop'ta sanırım her konut denize bakmaktadır. Deniz görmeyen ev yok gibi. Çünkü denizin ortasına doğru uzanan dil biçimindeki kara parçası iki tarafa eğimli bir sırttan oluşmaktadır. Dolayısıyla bu dar kara parçasındaki herkes deniz manzaralı evlerde oturmak gibi bir ayrıcalığa sahipler. Bir de kentlerde talan edilmeye pek müsait kimi güzellikler Sinop çevresinde doğal alan olarak bakirliğini korumaktadır. Kentin uzun yıllardır Kültür müdürlüğünü yapan Hikmet Tosun'un akılcı ve geleceği sezen yaklaşımı, doğal güzellikleri korumaya dönük çalışmaları herkesin takdirini kazanmış durumda. Kente gelen konuklara kentin güzelliklerini ve zenginliklerini tanıtmadaki çabasına ben de tanık oldum.
TÜRKİYE'NİN TEK FİYORDU
Kentin hemen yakınlarındaki Akliman, Hamsilos koyu, İnceburun görülmesi gereken doğal güzellikler. Türkiye'nin tek fiyordu olan Hamsilos Koyu'nun büyüleyici güzelliği burası için tam bir gizli cennet demenizi sağlar. Ayrıca Ak Liman'ın doğal güzelliği karşısında hayran kalırsınız. 30 bin nüfuslu bir kent için oldukça nezih restoranları, cafeleri var. Özellikle yaz aylarında kalabalıklaşan kentin ihtiyacına göre yapılanmış kentte çok miktarda butik otel ve pansiyon var. Kalkan balığı zamanında gidebilirseniz mutlaka yediğiniz en lezzetli balık olarak belleğinizde kalmaya namzettir. ATV'nin sevilen dizilerinden Parmaklıklar Ardında'nın çekimlerinin yapıldığı kentte halkın ve kamu kesiminin son derece yardımsever davrandıklarını öğreniyorum.