İfade özgürlüğü Kur'andakadınındüşünceveifadeözgürlüğünasılifadeedilmektedir? * Sorunuza Mücadele suresinin 1. ayeti ile cevap vermek istiyorum, ayet şöyledir: "Allah,kocasıhakkındaseninlemücadeleedenveAllah'aşikâyetbulunankadınınsözünüişitti.Allah,ikinizinkonuşmasınıişitir.ÇünküAllahişitendir,görendir." Bu nüzul, yani iniş sebebi her nesilde karı-koca arasında olabilecek bir gerçeği dile getirmektedir. Hz. Aişe iniş sebebini şu şekilde anlatmaktadır: Havle, Hz. Peygamber'le konuşurken sözlerinin bir kısmını anlamakta zorluk çekiyordu. Hz. Peygamber'le konuşmasının konusu, kocasını şikâyet etmesi idi. Havle şöyle diyordu: Ey Allah'ın Peygamberi! Kocam Evs b. Sâmit benim gençliğimi tüketti, ona çocuk doğurdum. Yaşım ilerleyip yaşlanınca bana zihar yaptı. Allah'ım, ben halimi sana şikâyet ediyorum. Daha sözlerini bitirmeden Cebrail yukarıdaki âyeti getirdi (İbn Mâce Talâk 25; Tirmizi Talâk 19). Otoriteler Havle'nin Hz. Peygamber'le bu konudaki tartışmasını şöyle anlatırlar: Havle, gelip kocasını şikâyet edince Hz. Peygamber ona: "Bana göre sen ona haramsın" dedi. Havle: "Ya Rasâlallah! Kitabı indiren Allah hakkı için boşanmadan söz etmedi. O çocuğumun babasıdır ve en çok sevdiğim insandır" dedi.
Vahyiçinduaetti Hz. Peygamber: "Bana göre sen ona haramsın, bu konuda bana başka bir şey emredilmedi" dedi. Havle kendi durumunu, düşüncesini defalarca Hz. Peygamber'e arzetti. Her defasında Hz. Peygamber'den aynı cevabı alınca Havle, fakirliğini ve güç durumunu Allah'a arzettiğini söyledi. Hatta Hz. Peygamber'in diline bir vahy indirmesi için dua etti. Ama Havle'nin tartışması devam etti. Bunun üzerine Hz. Peyamber'in yüzünde bir değişiklik oldu ve bu indi. Hz. Peygamber de Havle'ye: "Git kocanı çağır" dedi. Otoriteler bu açıklamalarında Hz. Aişe'nin anlatışına yer vermektedirler. Havle ve kocasının bu durumu tüm dünya insanlığına bir örnek olay haline gelmiştir. Şimdi açıklamasına geçip buradan neticeler çıkarabiliriz: a) "Allah, kocası hakkında seninle mücadele eden kadının sözünü işitti." Âyetin bu kısmından çıkaracağımız neticeler şunlardır: * Halktan bir kadın, devleti idare eden ve de peygamber olanın huzuruna çıkıp derdini anlatabiliyor. Demek ki İslam, devlet adamlarının halka açık olmasını, halka tepeden bakıp onları küçümsememesini, onların dertlerini dinlemesini öngörmektedir. Halkın dertlerini ve isteklerini devleti yönetenlere sunabilecek kanalların açık olması gerekiyor. İnsanlık tarihinin demokratik mücadelesinde en önemli konulardan biri bu kanalların açılması, açık tutulması olmuştur. İşte dünya, daha ortaçağ zihniyetinin zincirleri altında inlerken, Hz. Peygamber, halk ile yönetici arasındaki bir derdi, bir isteği, belli konulardaki görüşlerini sunma kanallarını açmıştı. Bize "İslâm nedir?" diye sorsalar şu cevabı verebiliriz: İslâm halkın, yönetilenlerin yönetenlere problemlerini, dertlerini ve görüşlerini anlatma kanallarını açan, böylece yönetici ile halkı birbirine yaklaştıran bir dindir.
Duaedeninisteğinekarşılık Hz. Peygamber bu uygulamayı nereden aldı? Bu uygulama Yüce Allah'ın uygulamasından gelmektedir. Yüce Allah, kullarına dertlerini ve isteklerini sunacakları kanalı açık tutmaktadır. Bu durumu Kur'ân'ın muhtelif âyetlerinde gündeme getirmektedir. Bunlardan bir tanesini örnek olarak verebiliriz: "Kullarım sana beni sorduğunda onlara şöyle de: Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin isteğine karşılık veririm" (Bakara 2/186). Kul, Allah'a derdini ve isteğini her an sunabilir ve bu konudaki kanallar açıktır, açık olacağını da Allah söylemektedir. Yüce Allah'ın uygulaması, sünneti bu olunca, elbetteki peygamberi de bu kanalları açık tutacaktı. İşte Havle olayı, bu kanalların ne denli açık olduğunun delilini teşkil etmektedir. Âyetteki geçen "mücadele etmek, yarışmak" kavramı, halkın yöneticiye ne denli yakın olduğunu, sadece fikrini söylemeyi değil, gerektiğinde çatırçatır mücadele etmeyi de ifade etmektedir.