Niyetsiz namaz olmaz "Namaz kılıyorum ama işim nedeniyle bazen vakitleri kaçırıyorum... Bunun için duyduğuma göre Hambeli mezhebine uyarak öğle ve ikindi, akşam ile yatsı namazları birleştirilebiliyormuş. Ben de öyle yapmaya başladım. Yani ikindiyi kılamayacağım durumda öğle namazının farzı ile ikindinin farzını öğle vaktinde, 'Hambeli mezhebine uyarak' diye niyet edip kılıyorum. Bunun doğruluğunu bir de sizden teyit etmek istedim. Böyle bir şey var mıdır, varsa uygulaması nasıldır?" * Namaz, Kur'an'a göre ve Hz. Peygamber'in uygulaması dikkate alınarak kılınır. Mezheplere göre kılınmaz. Hz. Peygamber namazın cem edilmesini uygulamıştır. 2 namazı bir arada kılmak mezheplerin işi değildir, onların böyle bir yetkisi yoktur. Onlar sadece Hz. Peygamber'in uygulamasını bize aktarırlar. Hambeli veya herhangi bir mezhebe uyarak niyet edilmez ve bu çok tehlikeli bir niyettir. Biz namazı, Allah rızası için, kıbleye yönelerek niyet edip kılarız. Sizin uygulamanız çok ama çok yanlıştır. Hukuksuz boşanma olmaz
"Bir adam karısına, 'Ben ayrılmak istiyorum' dese ve bunun üzerine fiilen ayrılıp 4.5 yıl sonra mahkemede boşansalar; birincisi kadın ne zaman boşanmış sayılır, ikincisi 4.5 yıl sonra resmen boşanma gerçekleşince kadının iddet beklemesi gerekir mi?" * "Sen benden boşsun" demekle kadın boş olmaz, mahkemeye müracaat etmek zorundadır. Mahkeme en az 3 celse yapmak zorundadır ve bu celseler sonunda kadın boşanmış olacaktır. Hukuksuz boşanma olamaz. Erkeğin 2 dudağından çıkan kelimelerle hukuk olmaz. Demek ki, mahkeme sonundaki karar boşanmayı belirlemektedir. Kadının iddet beklemesi zorunludur. İddet beklemenin 2 nedeni vardır: 1) Gebe olup olmadığının tespiti. 4.5 yıl ayrı durduklarından, iddet beklemenin bir anlamı yoktur. 2) Kocasından boşanan bir kadın hemen başka bir erkekle evlenirse, toplumda dedikodular başlar. Onur kırıcı şeylerin ortadan kalkması için kadın 3 ay iddet bekler. Çünkü toplumun hafızası 3 aydır.
"Hocam, 13 yıllık evliliğim iyi giderken eşim birden değişti. Aileme düşman kesildi. Onların adı geçince sinirlerine hakim olamıyor. Oysa eskiden çok severdi. Bu evliliğimizi olumsuz etkiliyor. Çok okurum ama eğer büyü varsa bana ne okumamı tavsiye edersiniz?" * Sizin durumunuzda büyü olup olmadığını bilemem, ama benim bildiğim ve tavsiye edeceğim tek şey sabretmenizdir. Zaman her şeyi halledecektir. Allah'a dua edecek ve Kur'an okuyacaksınız. Eşine de Kur'an okumasını tavsiye et. Kur'an okumasını bilmiyorsa, mealinden okuyabilir.
Saldırganlık içgüdüsü eğitilmeli
"İnsanlar neden birbirini öldürür?" * İnsanda doğuştan gelen bir saldırganlık içgüdüsü vardır. Bu içgüdü mutlaka eğitilmelidir. Dinin gönderilme sebeplerinden biri de budur. Bu saldırganlık içgüdüsü eğitilince, kahramanlık meydana gelir. Saldırganlık içgüdüsünün gıdalandığı kaynaklardan biri cehalet, yani bilgisizliktir. Cahil insanın saldırganlık içgüdüsü azgınlaşır, kafesinden kurtulmuş vahşi hayvana döner. İnsanları haksız yere öldürenler, ya nefislerinin kulu olarak bunu yaparla ya da birilerinin kulu olarak... Birileri onun eline silahı tutuşturur ve ona der ki: "Ben senin tanrın isem kurban isterim. Kurbanı da yakınlarından, ülkenden seçmelisin." Aslında bilginin olmadığı karanlık yerlerde aklın ışığı görülmez. Aklın ışığının olmadığı yerde, sevgi mezara konulmak için boğazlanmış demektir. Akıl, bilgi, merhamet, sevgi ve kardeşlik insanlığın yüceltmesi gereken yüce değerlerdir. Bu değerlerin çiğnenmesi ile insanlar azgınlaşıyor ve kan arıyor, kan kokusu ile doyuma ulaşacağını zannediyor. Aklın, bilginin, merhametin sevginin pınarlarından içmeyenler, ilahi vahyin gıdasını alamayanlar, insanların damarlarındaki kanı içmeye kalkıyorlar. Genel ve dini eğitimi vasıtasıyla insanı insan yapma vahşilikten kurtarma yolları aranmalı ve mutlaka becerilmelidir.