Sorulara cevaplar
- Hacdaşeytantaşlamaneredengeliyor?Kur'an'daböylebirşeyyok.Peki,bununkaynağıne?Emanturhocalarına"Bubetonbloklardaput"turdiyorum,onlarsabana"Hayırbunlarsemboldür"diyorlar."Bütünputlarözündesemboldürveinsanyapısıolanbusembollereputdenilir"diyorum,onlarise'Buhaccınçokönemlibirvacibidir"ifadesinikullanıyorlarki,benbunabirtürlüiknaolmuyorum.Birarasizindeaynıfirmailehaccagittiğinizivebenzerşekilde"Bengörmediğimşeytanıtaşlamam"dediğiniziBilalHoca'danduydum.İştesizeyazmanedenimbu. * Sorunuz çok güzel ve can alıcı bir konuda sorulan bir sorudur. Şeytanı taşlama haccın rükünlerinden, yani farzlarından olmadığı gibi vaciplerinden de değildir. Daha doğrusu hiçbir şey değildir. Güya Hz. Peygamber, Mina'da şeytanı görmüş ve onu taşlamıştır. Bu olay doğru ise değerlendirmemiz şu şekilde olacaktır: Hz. Peygamber şeytanı gördü ve ona taş attı. Biz şeytanı orada görüyor muyuz da onu taşlıyoruz? Hz. Peygamber, arkadaşlarına "Siz de taş atın" dedi mi ve onlar da taş attılar mı? Hz. Ebubekir, Hz. Peygamber'den 1 yıl önce hacca gitti ve onunla beraber hacı olan müminler de vardı. Onlar şeytan taşlamadılar, hac ibadetleri olmadı mı? Beton yığınına taş atmakla, şeytana taş atılmış olmaz ve böyle bir ibadet de olamaz. Şunu söylememde yarar vardır: Bu ibadeti ne Diyanet ne eman tur gibi şirketler kaldırabilirler. Bu onların boyunu aşar. Bu durum İslam aleminin en önemli sorunlarından birini teşkil etmektedir. Nedir o sorun? Sorgulayarak bir işi yapmayız. İbadethanelerde farz olmayan uygulamaları, farzın yerine koyarız. Hiçbir şeyi layık olduğu yere oturtmayız. İçtihadı Kur'an ve sünnetin önüne geçiririz. Kur'an'a bakmadan, içtihatlardan fetva verir ve din anlatırız. Mezheplerin dar kalıplarından çıkamayız. Tüm düşünce ve irademizi geçmişe teslim eder, yeni şeyler üretemeyiz. İşte sizin sorduğunuz soru da bunlardan biridir. İnsanlar fezayı fethediyor, biz hâlâ ibadetlerimizi nasıl yapacağımızı bitiremedik. Geri kalmamızın sebeplerinden biri de budur. "Yüce Allah, beton yığınlarını taşlamasak ahiret te bizi sorgular mı?" sorusunu sormuyoruz.
BEDENVERUHTEMİZLİĞİ - Peygamberimiz'incinlerhakkındakihadis-işerifidir.Bunubirforumsayfasındaokudum,hocamacabayazılanlardoğrumudur?Bukonudasizinbilginiziistiyorum,şimdidenteşekkürederim.Hz.Resul"mikropları"biliyoridi.Birhadis-işeriflerinde"Tezekvekemiklerletemizlenmeyin,çünküonlarcinlerinazığıdır"(tirmizi:14/18)buyurmuşlardır.Bilindiğigibihayvantezeklerivekemiklermikroorganizmaların,mikroplarınüreyipçoğaldığıyerlerdir.Hz.Resulinsanlarasakınmalarıgerekenmikropları,odönemdekiinsanlarınsakındığıdiğerbirşeyile;cinlerleaçıklamışveinsanlarımikroplardanuzaklaştırmayıamaçlamıştır.Diğerbirhadiste,çöplerincinlerintoplantıyeriolduğubildirilmiştir.Çöplerdebolmiktardaneolduğunubelirtmeyegerekyokherhalde.YineHz.Resul"tırnaklarınuzatılmamasıgerektiğini,yoksaiçlerinecingireceğini"belirtir...Bakımızoruzuntırnaklarıniçlerinenegireceğimalumdur. * Naklettiğiniz hadisin doğru olduğunu kabul edelim. O takdirde yorumunu şu şekilde yapabiliriz: Mikrop ile cin kavramlarının benzer bir anlamları vardır. Çıplak gözle görülememe özelliğinde birleşirler. Mikropları ve cin denilen varlıkları göremeyiz. Bu anlamda cin, mikrobu ifade etmektedir. Dışkı ile mikrobun ilişkisini, homoseksüellikle bulaşan hastalıklarda görebiliriz. İnsanın en mikroplu yeri, kalın bağırsağın dışa yakın olan kısmıdır. Hayvanın dışkısında da mikrop vardır. Hz. Peygamber, bu anlamda cin kelimesini kullanmış olabilir. Çünkü o devirde mikrop kelimesi bilinmiyordu ve öyle bir kültür yaygın değildi. Günümüzde, sağlıkla ilgili uyarılarda tırnak aralarının mikrop yuvası haline gelebileceği, onun için temiz tutulması öğütlenmiyor mu? "Tırnaklarını uzatanlar onların bakımını iyi yapmalıdır" demiyor muyuz? Tırnağımızla vücudumuzun her yerini kaşıyoruz. Tırnağın içindeki mikropları kaşınan yere taşıyoruz. Demek ki, hadiste geçen cin kavramını bir mikrop yerine alırsak, doğru bir öğüt verildiğini anlamış oluruz. İslam dini, beden ve ruh temizliği üzerine kurulmuştur. Eğer, hadiste anlatılan konudaki cin kavramı bizim bildiğimiz mikrop değil de cin varlıkları ise o zaman hadis uydurmadır ve itibar edilmez. Biz onu mikrop manasına alır ve caydırıcılığından istifade ederiz. Bu bakımdan duyarlılığınızı tebrik ediyor, sorgulamanızın devamını diliyorum.