Din dersi (2)
Bunun neticesinde babanın felsefesi, düşünceleri çocuğun kaderi haline gelmekte ve böylece onun gerçek dini bilgileri engellenerek hakkı çiğnenmektedir. Bir çocuğun manevi geleceği babasının anlayışına, isteğine, felsefesine nasıl bırakılabilir? Baba yanlış düşünüyor, yanlış inanıyor ve yanlış istekte bulunuyorsa, çocuğun hakkı kayba uğramıyor mu? O körpe beyin ve gönlün geleceği karartılmıyor mu? Bir çocuk Yaratan'ını, Allah'ını öğrenmekten nasıl uzak bırakılabilir? Bu durum çocuk haklarının neresinde yer alır? O çocukları, doğru dini, doğru inancı bulamayan ebeveynlerinin kurbanı haline getirmenin vebalini kim ödeyebilir? Çocuklarımızın beyin ve gönülleri üzerine kumar oynayarak yanlış istek ve düşüncelerimizle o beyin ve gönüllere zincir vuramayız ve Allah'a kul olmaktan boş bırakamayız.
TemelkuralKur'an'dadır Artık din alanını kültür gruplarının dar alanından kurtarmanın zamanı gelmiştir. Dini, mezhepler seviyesinde ele alma zamanı geçmiştir. Dini Kur'an ve Peygamber'i uygulama seviyesine çıkartmamız gerekiyor. Gerçek din, aşağı kültür grupları arasında kurban edilmekten kurtulmalı, aracılar aradan çekilmeli, insanlar Allah'a doğrudan varabilmeli, doğru dini bilgiyi öğrenmeli ve Allah'a kul olabilme imkanını yakalayabilmelidirler. Beşeri tartışmalardan uzak bir dini öğretim ve eğitim yapılmalı ve bundan da kaçmamalıyız. Allah bu konuda temel kuralını Kur'an'da koymaktadır. Hak, yani doğru din öğretilecek, ardından kişi özgür bırakılacaktır. Özgürlük ve seçme öğrenmeden önce değil, öğrendikten sonra olacaktır. Bu konudaki ayetler şöyledir: "De ki: Hak Rab'binizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkar etsin." (Kehf, 29) Bu ayet bize şunu öğretiyor. Önce hak, gerçek, doğru olanı Yüce Allah öğretiyor, ardından inanma konusunda özgür bırakıyor. Demek ki, dini özgürlük bilgi temelinde gerçekleşmektedir. Dini bilgiden, hak bilgisinden yoksun olan cahil insana özgürlük vermek onu ateşe atmaktan başka bir şey değildir. "Şüphesiz biz insana doğru yolu gösterdik. İster inanır, ister inkar eder." (İnsan, 3) Yüce Allah önce doğru yolu gösteriyor, öğretiyor; hangi yolun doğru, hangi yolların yanlış olduğu bilincini veriyor ve ardından onu özgür bırakıyor.
Eğitimidevletvermelidir İşte bu ilahi metot din öğretiminde yer almalıdır. Çocuklarımıza hukuki yaş olan 18 yaşına kadar doğru dini öğreteceğiz, doğru dini bilgilerle donatacağız, ardından onları serbest bırakacağız. Çünkü bilginin olmadığı, cehaletin kol gezdiği ortamda özgürlükten bahsedilemez. Hele çocuklar gerçek dinin ne olduğunu bilmeyen ebeveynlerin isteklerine terk edilemez, onların kaderi dine ters düşen, dini bilmeyenlerin eline verilemez. Onun içindir ki din öğretimi mutlaka devlet tarafından yapılmalı, uzmanları tarafından okutulmalıdır. Halk, çocuklarının Allah'ı öğrenmesini, ilahi vahy bilgisini almasını isteyecek; kendi alt gruplarının kulu olmasını değil. Netice olarak diyebiliriz ki, soluduğumuz hava, içtiğimiz su ve hayatımızı sürdürdüğümüz tüm tabiat kanunları Allah'ın dini, Allah'ın ayetleridir. (Fussilet, 53) Yüce Allah'ın bu ayetlerinden istifade edip hayatınızı sürdüreceksiniz, ama onun vahyinin ayetlerini tanımamazlıktan geleceksiniz. Böyle bir seçeneğin insanlıktaki yeri nedir?