Kurtuluşun yolu Kur'an'ı rehber edinmektir c) "Ona yardım edenler." Her peygambere karşı çıkıldığı, düşmanlık yapıldığı ve bu düşmanlık duygusunun uygulamaya dönüştürüldüğü gibi, Hz. Muhammed'e de ölümcül muhalefet yapılmıştır. Yüce Allah, Hz. Peygamber döneminde yaşayan İsrailoğulları'ndan peygamberine yardım edilmesini bu şekilde istemektedir. Buradaki yardım, sadece o dönemde yaşayan İsrailoğulları'nı değil, daha sonra gelen nesilleri de kapsamaktadır. Hatta sadece İsrailoğulları değil, tevhid inancına sahip olanlar da bu kapsamın içine girmektedirler. Peygambere ve onun getirdiği mesaja saldıranlara karşı yardım etmek, ona iman etmenin, onu yüceltmenin bir işareti ve ispatı olmaktadır. İman edilen ve yüceltilen bir değere yardım etmek erdemli bir davranış olduğundan, Allah ona büyük bir değer vermektedir.
d) "Onunla indirilen nura uyanlar." Yüce Allah, ayetin bu kısmında Kur'an'ı bir "nur" olarak kabul etmektedir. Bu nur, Hz. Muhammed ile beraber indirildi. Şura Süresi'nin 52. ayetinde de Kur'an'ın nur olduğu vurgulanmaktadır. Bu nur, insanın önünde gidecek, insanlar da ona tabi olacaklardır. Çünkü Kur'an insanın önünü aydınlatarak, gelecekte onu bekleyen tehlikeleri ve Allah yolunda önüne konulan engelleri ona göstermektedir. Kur'an nurdur, çünkü nefis ve cehaletin karanlığını, ışığı ile yok etmektedir. İnsanın düşüncelerindeki olumsuzlukları ve onu kemiren kurtları ona göstermekte, böylece doğru düşünmesini temin eden ışığı vermektedir.
e) "Onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." Yüce Allah, felah kelimesine ayetin sonunda yer vermektedir. "Kurtuluş, mutluluk ve zafer kazanmak" manasına gelen bu kelime, cümlede ism-i fail kalıbında gelmiştir. Böylece Yüce Allah, dünya ve ahiretin sıkıntılarından kurtuluşa ve nefisle mücadeleden zafere giden formülü vermektedir. Peygambere iman, onu yüceltmek, ona yardım etmek ve onunla indirilen ışığa tabi olmak, kurtuluşa giden basamaklardır. Kur'an denilen ışığı takip etmek gibi önemli bir eylem, zafere giden yolun son basamağını oluşturan dinamiklerden biridir. Genel manada bu ayetten birtakım neticeler çıkartılabilir. Tevrat ve İncil'de vasıfları yazılı olan, iyiyi emredip kötülükten sakındıran, temiz ve hoş olanları helal kılıp pis olanları yasaklayan, insanların yükünü ve ayaklarına vurulan zincirleri indirip kıran peygambere inanmak, onu yüceltmek, ona yardım etmek ve onunla indirilen ışığa uymak bir insanlık borcudur.