Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 22 Kasım 2007  
Yazar Arşivi

Sorulara cevap

"Bir Müslüman olarak beni üzen bir konuda Kur'an'ın ne dediğini öğrenmek istiyorum. Yurt dışında yaşayan bazı vatandaşlarımız misyonerlerin çalışmaları karşısında bazen parasızlıktan, işsizlikten bazen de aile bağlarında yaşanan depremler neticesinde İslamiyet'ten ayrılarak, irtidad ederek, mürtet durumuna düşmektedirler. Bu kişilerin Kur'an açısından bu dünyada ve ahirette başlarına ne gelecektir? Onları ve ailelerini ne gibi bir akıbet beklemektedir?"
* Tabiatta bir kanun vardır. Yüksek hava basıncı ile alçak hava basıncı arasında hava akımı olur. Buna rüzgar diyoruz. Bu akımı engellemek veya durdurmak mümkün değildir.
Bu kanun, kültürler arasında da cereyan etmektedir. Bilimi, teknolojisi ve ekonomisi güçlü olan toplumlardan, geri kalmış ülkelere kültür akını olur. Bunu durdurmanın tek yolu, kendi insanının, yani toplumunun bilgisini, ekonomisini, bilincini, teknolojisini yükseltmektir. Kültürün üzerine oturduğu dil ve inanç alanındaki kirliliği önlemektir. Din ve genel eğitim yoluyla gençlere sağlam bir din anlayışı, bilinci ve şahsiyet kazandırmaktır.

Silik kişilikler...
Kendi kültürünü, kendi dinini bilmeyen silik şahsiyetli insanlar veya gençler, başka kültür ve inançlara açık hale gelmektedir. Bağışıklık sistemi zayıflayan bir beden nasıl mikroplara açık hale geliyorsa, kendi milletinin manevi kültürünü, dinini, imanını bilmeyen bilgiden yoksun gençler de başka dinlerin etkisi altında kalmaya açık hale geliyor.
Ülkemizdeki insanlar ile dış ülkelerde yaşayan gençlerimiz cehaletin, hurafe din anlayışlarının karanlığında ve çöplüğünde bu din değişimi denilen hastalığın mikrobunu kapıyor ve gönül hastası oluyor. Aileler çocuklarını dış ülkelerde okutma hırsına kapılıyor. Çocuklarını ya yalnız gönderiyor ya da ailecek taşınıyorlar. İhtiras adı verilen bu ruh haleti sorunlara ortam hazırlamakta, onları besleyip hayatı zehir etmektedir. Onun için aileler, çocuklarını kültür, din ve iman bakımından donanımlı hale getirdikten sonra bu işe teşebbüs etmelidirler. Bu işe devlet de katılmalıdır. Nice gençlerimiz devlet bursuyla oralara gidiyor, senelerce devletin bursuyla oralarda yaşıyor, o ülkenin kızı ile evlenip orada kalıyor ve dev letin parasını ödemiyor. Böylece devletin çok büyük miktarda parası havaya gidiyor.

İslam inancını reddediyor
Bir de o gençlerin misyonerlerin kıskacına düştüğünü düşünün. Hatta evlendiği hanımın etkisinde kalarak dinini değiştiriyor. Bilmediği, bilincine ulaşmadığı, ruhuna sindiremediği hak din olan İslam inancı elbisesini kolayca çıkartıp atıyor. İşte ahirete kadar gidecek olan bu dehşet verici oluşumun sorumluları önce aileler, ardından verilmesini istemediğimiz din eğitimidir. Devletin din eğitimi programını yapanlar, gerçek din eğitimini verme yerine, yani Kur'an anlayışını ve Peygamber'in tatbikatını öğretme yerine mezhepleri öne çıkartarak verilen eğitim bunun sebepleri arasında yer almaktadır. Gençlerin ruhunu tatmin etmeyen, beyinde kalıp gönüle inmeyen, beşeri kaynaklı din eğitimi gençlerimizi misyonerlerin elinde kurban olmaktan kurtaramıyor. O körpe gençlerimizin beyin ve gönüllerini kendi ellerimizle yatırıp boğazlamasını seyrediyoruz.
Diğer taraftan, İslam dinini bırakıp dönenlerin Allah katında nasıl bir ceza ile karşılaşacaklarını bilmiyoruz. Bakın Yüce Allah bunu Kur'an'da nasıl anlatıyor:
* "İnandıktan sonra hakikati inkara sapıp inkarcılıkta daha da ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridirler. Gerçekten inkar edip kafir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altın verecek olsa dahi, onların hiçbirinden fidye kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır. Hiç yardımcıları da olmayacaktır." (Al-i İmran, 90-91)
* "Kim İslam'dan başka bir din ararsa, bu kendisinden kabul edilmeyecek ve o, ahirette kaybedenlerden olacaktır." (Al-i İmran, 85)
Kısaca şunu söyleyebiliriz: Gençlerin bu şekilde İslam'dan çıkıp başka bir inanca girmesi veya inkar etmesinin vebali kısmen annebabaya aittir. Çünkü çocuklarını din açısından donanımlı kılmadılar. Buluğ çağına kadar bunu yapmamalarının cezasını göreceklerdir. Ebeveynin yükümlülüğü onları yetiştirmektir. Bunu yapmamasının vebali vardır. Zaten bu dünyada çocuklarının inkar etmesi veya din değiştirmesi onların azabı oluyor. Ahirette de çekeceklerdir.
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sorulara cevap   / 21-11-2007
 Kıyamet alameti var mı?   / 19-11-2007
 Müzik dinlemek günah mı?   / 15-11-2007
 Niyetsiz namaz olmaz   / 14-11-2007
 Okuyucu soruyor   / 12-11-2007
 Sorulara cevap   / 11-11-2007
 Sorulara cevaplar   / 08-11-2007
 Sorulara cevaplar   / 07-11-2007
 Sorulara cevaplar   / 05-11-2007
 Sorulara cevaplar   / 04-11-2007
GÜNCEL
Umuda Umuda nakil
2.5 aylık Ege Mahir'in yaşam mücadelesi herkesi harekete geçirdi.
Platonik aşk cinneti
Beni boşattınız cinayeti
Süreyya'yı 'kart' yaktı
Öğrencinin kaderi YÖK'te
Felaketi tilkiler önledi
Yoksulluğa bıçak
SPOR
Türküz Türküz Çılgınız Avrupalıyız: 1-0
Ay-Yıldızlılar, Nihat'ın 43'teki golüyle 3. kez Avrupa Şampiyonası...
Anneciğim Türkler
Yeniden İmparator
Yer kırmızı gök beyaz
Avrupa'nın gözü Zico'da
Sürpriz! Kezman Inter maçına...
Cimbom'un son adayı Holosko!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Sisli 13°C 7°C 
ANKARA Sisli 10°C -2°C 
İZMİR Az Bulutlu 17°C 6°C 
ANTALYA Az Bulutlu 20°C 10°C 
ADANA Az Bulutlu 20°C 8°C 
EKONOMİ
IMKB E: 51.874,560 D:% -1,41
DOLAR S: 1,196 D:% -0,71
EURO S: 1,773 D:% -0,64
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu
Shuanda Bildiriyor Blogomania Hepoku