Adalet aşkın temeli
Bu söze gönülden güvendiğimden sabrettim asırlardan beri. Tepemde sallanıp duran kılıç, beni doğrayıp da hiç dokunmazken sana, sorgulamadım çok fazla. Dedim ki; "Sabret,gündedevrandadönertersineelbet." Dünya üzerindeki tüm eşitlik ilkeleri kağıt üzerinde süs olmuşken, ben inanmak istedim sonuna kadar. Yargı önünde, sandık başında, Allah katında aynı değil miydik biz? Erkeğin kadına, beyazın siyaha, zenginin fukaraya, sevilenin sevene var mıydı üstünlüğü? Öte dünyayı bilmem ama burada varmış. Acı ama insanoğlu kendini felakete sürükleyen bu kuralları ta baştan, kendi yazmış. İşte bu yüzden, ben yüzyıllardır tek başıma ölmekten korkarken, şimdi senin boğazına sarıldı aynı karabasan. Varlığımla yokluğumu birbirine karıştıran sen, deli gibi özler oldun beni. Çekildi dostlar, tanıdıklar değil mi? Kimseye derdini anlatmazken, dökülüyorsun şimdi tel tel. Kızıyorsun, küsüyorsun bana. Adil olmamı bekliyorsun, ben de istediğini yapıyorum. Anladığın telden çalıyorum. Ben adalet dilendim kapında bunca zaman. Ben bana yaptığın haksızlıkları üst üste koyduğumda dağları imrendirdim de, senin için yanmadı bir kez bile. Ben ağlarken "Boşver,abartmaherşeyi" diyordun. Boşverdim sevgili, şimdi sen de abartma olan biteni. Nasılmış? Uzattığın eli, bomboş geri alıp koymak cebine nasılmış efendi? Gece uykulardan uyanıp da, boş yastıklara bakmak acıttı mı içinde bir yerleri ? Hain sevgilin, gezip tozdu da bir çorba yapmaya bile gelmedi değil mi ? Düş mü, gerçek mi bilmediğin biri dolaşsın istiyorsun şu an mutfakta öyle mi? Sırtına yastık dayasın, içirsin ilacını. Yalnızlığına ortak olsun, kimse yokken yanında yamacında. Olmuyor be. Sen bekledikçe çalmıyor kapı. Ben aynısını çok yaşadım. Alış bunlara. "Öldürmeyenherşeygüçlendirir" derler ya. Gelir, geçer hastalığın. İlaçsız 7 gün, ilaçla bir hafta. İyileşince unutursun yine, bir sevgili var mı, yok mu diye telefonun ucunda. Şimdi öfke naraları atma vaktin ama. Hüzünlü her şarkıda gözyaşı dökme akşamları seni bekliyor. Kol kola gördüğün her sevgiliyi çifteyle vurmak istersen tanıdık birilerini buluruz, vurdururuz topuklarından. "Bensananeyaptım" diye dövünme boşuna. Tutmaz hesaplar, açık verirsin sonra. En iyisi yavaş yavaş alış bunlara. Nasırlaştır yüreğini biraz. Öyle ufak darbelerde kanama. Bak ben nasıl ilkyardım çantamla dolaşmayı kanıksadım. Sen de dene. Acı oluyor ama geçiyor sonra. Kırıyorsun şimdi kalemi yolluyorsun beni idam sehpasına. Oysa ben kaç kez, elimle aldım seni oralardan da, yeniden bastım bağrıma. Ama geçti devrin. Öldü o eski saf aşık. Gör şimdi gerçek yüzümü. Beni nasırlaştıran, camdan bir kalpten koca bir taş yığını yaratan hayat değil top yekün sensin. Meğer ne bencilmişim, ne acımasız, ne vurdumduymaz değil mi? Oysa eskiden böyle miydim? Hocam sağ olsun. Öğrettin bana hayatı, bencil olmayı, kendin için yaşamayı. Zor oldu ama alışırız. Şimdi ne kavga etmek, ne af dilemek için dayan kapıma. Evde yokuz, bayram nedeniyle kapalıyız.