'Öteki' muhabbeti
Bir "öteki" muhabbeti çıkardılar, hiçbir zaman konu sıkıntısı çekmeyen yazar çizer tayfası üstüne balıklama atladı. Bunun çok cazibeli bir tarafı da yok değildi. "Öteki" diye algılandığı için ötelendiği, itilip kakıldığı iddia edilen kitlelere sahip çıkılmak suretiyle, hakkaniyetten ve özgürlükçülükten yana duruş sergilemek imkanı yaratıyordu. Liberal görünümlü yazar tayfasına bu açıdan verimli gelen "öteki" söylemi, aslında ve esasında politikacı tayfasına da oy potansiyeli ve bittabi iktidarimkanı yaratıyordu. Velhasıl "öteki" muhabbeti ile elde edilen şey politik erk ve servet aktarımından başka bir amaç için ortaya atılmış değildi. Ne anayasal haklar, ne demokrasi, ne de insan hak ve özgürlükleri herhangi birinin umurundaydı.
***
Aslında kimdi bu ötekiler? Türbanlılar öteki idiyseler, eşarplılar kimdi, başörtülüler kimdi? Öte taraftan, türbanlılar öteki olabiliyorlardı da, kara çarşaflılar ile takke ve şalvarla işgal ettikleri mahallelerde yaşayan uzun sakallı erkekler, neden öteki kabul edilmiyorlardı? Niçin hiçbir siyasi parti ve özgürlükçü liberal yazar, şehirlerin kenar semtlerine sıkıştırılmış bu zavallı insanları savunmuyorlardı? Onlar da ötekinin feriştahı değil miydi?
***
Öteki diye yazıp söyleyince bir hayli cafcaflı oluyorsa, o zaman elden geldiğince öteki yaratmakta ve savunmakta hem yarar vardı hem de hakkaniyete daha uygun olacaktı. Zaten bizim memlekette öteki yaratmaktaki tarihsel birikim inkar edilemeyecek kadar da köklü ve derin değil miydi? 6-7 Eylül olaylarında ne güzel de bir öteki icat etmiş ve bu topraklarda bizimle birlikte yüzyıllardır yaşayan Rumlar'ı kapı dışarı etmemiş miydik? Hrant Dink de ötekiydi değil mi? O halde ne kadar ötekimiz olursa, o kadar heyecanlı ve entelektüel tartışmalarımız olabilecekti.
***
100 kilo tursille yıkanmış kadar kendisini beyaz hisseden adamların, Beyaz Türk kavramını icat ettiği ve bir sürü zibidinin de bunun üzerine atladığı bir memlekette bundan başkası da beklenemezdi zaten.
***
Türbanlı öteki, şalvarlı öteki, varoşlu öteki, Kemalist öteki, komünist öteki, ateist öteki, homoseksüel öteki, bugün Kürt öteki, yarın Laz, Çerkez, Arnavut öteki... Dün, devrimci ile ülkücü birbirine öteki idi! Koydular balyoz gibi 12 Eylül'ü memleketin başına, ne öteki kaldı ne öbürü. Olan oldu, 25 yıldır tekmil hükümetler ve Meclis'ler 12 Eylül Anayasası ile hesaplaşmaya bile giremediler. Ne kadar öteki yaratırsak, o kadar birbirimizi yiyeceğiz. Buna karşılık sadece insan olmuş olmak yetmeliydi, halbuki!