Veteriner hekimlerimiz ve hayvansal durumlar
Veteriner Camia'sı ve Hayvan Hakları'na destek Platformu adı altında gayret gösteren bir grup veteriner, aşağıdaki mektupta, ülkemizin içinde bulunduğu bir başka büyük sorunu anlatıyor.
*** Bu koca ülkede 81 il, 800 küsur ilçe, 3 bin küsür belde, binlerce köy var. Milyonlarca büyükbaş, küçükbaş, tektırnaklı, kanatlı hayvan mevcudu var ve onlarca değişik bulaşıcı ve zoonoz (*) hastalık tehlikesi var. Buna karşın, sadece ve sadece 2-3 bin veteriner hekimi var. Birer ikişer yurda dağılmış, bazı yerlerde ise yokluktan kadrosu bile yok... Bizler ne yaparız? Araç yok, şoför yok, teşkilat yok! Ellerine de 1.050 YTL maaş ver, bununla çoluk çocuğunu geçindirsin, okula göndersin, kitap/gazete okusun. Bir hekim olduğu için mesleki gelişmeleri düzenli takip etsin! Sonra kırk türlü bürokratik ve teknik işi sırtlarına yükle! Sonra 'Benim veterinerlik sistemim var, alimallah her yere, her işe yetişirler, her şey tamam, her şey kontrolüm altında, ortalık güllük gülistanlık' de.. Ve git öbür köye, duyunca söylediklerine sen de inan! Gülsek mi, ağlasak mı? Haa, kimsenin bizden başka sesi pek çıkmıyorsa, hayvan hastalığıymış, zoonozmuş, gıda güvenliğiymiş, pek de dert edilmiyorsa, bu durum sadece biz veteriner hekimlerin derdiyse, üreticinin, sanayicinin işleri yolundaysa, tüketicinin içi rahatsa, gıda sağlığını falan da pek takan yoksa; O zaman kendimizi durmadan üzmeye, harap etmeye ne gerek var? "Veteriner Teşkilatı kurulmalı, bu işler ekonomimiz ve sağlığımız için çok önemli, yeterli bütçe ayrılmalı" diye yıllardır haykırıp, uyarma görevimizi fazlasıyla zaten yapmadık mı? Bunlar bizim derdimiz mi? Camia olarak hayvancılık ve gıda için söylediklerimizin hangisinde yanıldık? 8 tane Hayvancılık Kongresi, 2 tane Veteriner Hekimlik Kurultayı düzenledik, hepsinin kaydı-kuydu ortada, açıp okusunlar. Sorunları da söyledik, çözümlerini de... Çıksın birileri aksini söylesin de, bilelim. Yok doğru ise niye sahip çıkılmıyor? Ülkemiz menfaatlerinin üstünde başka bir şey olabilir mi? AB örneği, ABD örneği, Japonya örneği getiriyorsun yine kimse tınmıyor! Daha ne yapacağız? Bu ne gaflettir, insanın hafızası almıyor! Buna rağmen "aynı gemidekiler" uyarılarınızı yeterince umursamıyor ve gerekli desteği vermiyorlarsa, demek ki hallerinden memnunlar. O zaman bırakın böyle gitsin arkadaş, hani Nasreddin Hoca'nın dediği gibi Timur'a haber salın, bizim köye 3-4 fil daha göndersin! Ambar memuru olarak kayıt tut, veznadar olarak ücret topla, toplayamadıklarını cebinden yatır... Muhasebeci olarak hesapları tuttur, şoför olarak araç kullan, sosyal yardımlaşmaya danışmanlık yap... Zoonoz hastalığına karşı mücadele et, hayvan hastalıkları ile mücadele et... Gıda kontrolörlüğü yap, balıkçıya koş, arıcıya koş... Yılın sekiz ayı araçlı araçsız köyden köye gidip gel... 1050 YTL ile yaşamaya çalış... Kuş Gribi çıktı, koş veteriner hekim... Bayram tatili demeden çalış ve harcırah bile yok... Elinsaf artık, Sayın Bakan'ım bu gidişat ne zaman düzelecek? Zoonoz hastalığı; insanlar ve hayvanların birbirine bulaştırabildikleri ve her iki gruba dahil bireylerde ortak olarak şekillenen hastalıklardır. Tek taraflı bir bulaşma değil, her iki grubunda birbirine hastalık bulaştırması söz konusudur. Bulaşmanın kaynağına göre zoonoz hastalıklar iki gruba ayrılır. Zooantroponozlar; hayvanlar ve hayvansal ürünler aracılığı ile insanlara bulaşan hastalıklar. Antropozoonozlar; insanlardan hayvanlara bulaşabilen hastalıklar. Durum budur, sayın kamuoyu! (Veteriner Camiasına, Hayvan Haklarına Platformu, Veteriner hekimler ve yardımcılarının, laborantların, Tarım Bakanlığı veya Başbakanlığabağlı Genel Müdürlük Şeklinde Taşra Teşkilatı olan AB ye uyumlu Veteriner Teşkilatını oluşturmak ve özlük haklarını, hayvan haklarınıiyleştirmekiçin çalışan bir gruptur.)
|