Sancılı bir süreç
Türkiye seçime gidiyor ama, bu seçim birçok sorunu halletmeyecek. Cumhurbaşkanı seçimi muallakta. Meclis mi seçecek, halk mı seçecek? Seçimlerden sonra yeni Meclis toplanınca, kendisi dışında cereyan eden bir referandum süreciyle karşılaşacak. Referanduma sunulan Anayasa değişikliği paketinde 11. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçileceği yazılıyor. Eğer Parlamento'da AK Parti çoğunluğu olursa, herhalde referandum süreci tamamlanacak ve 11. Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi sağlanacak. Aksi takdirde, bu süreç durdurulacak. Ama sakın, sürecin durdurulması veyahut devam etmesinin ılımlı bir atmosferde geçeceği düşünülmesin. Türkiye gene çok sert tartışmalara sahne olacak. Ayrıca, Meclis Başkanı'nı seçerken de, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği son karar yüzünden zorlanacağız. Çünkü Meclis Başkanı'nın seçiminde, ilk 2 turda 3'te 2 çoğunluk isteniyor. Toplantı nisabı, karar nisabına eşit addedildiği için, 367 milletvekili Parlamento'da hazır bulunmazsa, Meclis Başkanı da seçilemeyecek. Anayasa'nın daha başka maddelerinde karar yeter sayısı için nitelikli çoğunluk aranıyor. Dolayısıyla 367 blokajı her adımda karşımıza çıkabilir. Yeni Meclis bu kavgaları da yaşayacak. Ama bir bakarsınız AK Parti 367 ile tek başına iktidar oluvermiş. Yepyeni ve sivil bir Anayasa yapmak için işte o zaman önemli adımlar atılabilir. Yeni Meclis, bakalım Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı seçimini sancısız atlatabilecek ve sükunet içinde yeni bir Anayasa'nın hazırlanmasına geçebilecek mi?