Atatürk ilkeleri ve 6 ok
23 Nisan vesilesiyle, hepimiz, Atatürk ilkelerini bir kere daha hatırladık. Aslında, "cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılâpçılık" olarak sıralayabileceğimiz bu ilkeler, CHP'nin 6 okunun isimleri. 1961 yılına kadar Anayasa'nın 2. maddesinde, "Türk devletinin cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılâpçı olduğu" hususu yer alıyordu. Söz konusu ilkeler, 1931'de Anayasa'ya girdi ve ancak 1961 Anayasası ile 2. maddeden çıkarıldı. 2. madde, 1961 Anayasası'nda şu şekli aldı: "Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." 1961 Anayasası'nın başlangıç bölümünde, Atatürk devrimlerinden söz edilmekle birlikte, "Atatürk ilkeleri" tabiri yer almıyordu. Böylece, bir anlamda, CHP'nin 6 okundan kurtulmuştuk. 1982 Anayasası'nın 2. maddesinde, 1961 Anayasası'ndan farklı olarak hem "Atatürk milliyetçiliği" sözü yer aldı, hem de başlangıç bölümüne "Atatürk ilke ve inkılâpları" bir referans hükmü olarak konuldu. Denildi ki: "Hiçbir düşünce ve mülâhaza... Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında koruma göremez." Daha sonra, bu ideolojik çerçeve biraz genişletildi ve "Hiçbir düşünce ve mülâhazanın", "Hiçbir faaliyet... Atatürk ilke ve inkılaplârı ve medeniyetçiliğinin karşısın da koruma göremez" şekline dönüştü.
*** Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu ve daha sonra cumhuriyetin ilânı, çağdaş dünyaya doğru çok önemli bir adım. Atatürk, önümüze hedef olarak "muasır medeniyeti" koymuştu. Kemalist ideoloji ise donmuş dogmalarla ve düşünce kalıplarıyla yetinmemizi istiyor. Atatürk bugün yaşasaydı, miadını doldurmuş 6 ok yerine, herhalde, insan haklarını ve özgürlüklerini temel alan ilkelerin yerleşmesine gayret ederdi. Atatürk, Rıza Soyak'a "Biz öyle bir rejim istiyoruz ki, bir gün padişahlığa taraftar olanlar dahi fırka kurabilsin" demişti. Atatürk, başka inançtakilerin görüşlerini boğup susturmaya çalışan "siyasi taassubun" değil, demokratik özgürlüklerin önderiydi.
|