Kılavuzu karga olanın Perşembe akşamı, Kanaltürk'te, Yaşar Büyükanıt'ın konuşmasını, emekli Org. Kemal Yavuz, gazeteci Mine Kırıkkanat ve Tuncay Özkan değerlendirirken, bir ara kulak misafiri oldum. Özkan, daha ziyade suskun kalmayı tercih ediyordu; Mine Kırıkkanat ile Kemal Yavuz ise yaşadıkları derin hayal kırıklığını şöyle dile getiriyorlardı: - Nedenbutoplantıyıyaptı?Zatenbilinenşeyleritekrarladı. - Anlaması gerekenlerin anlayacağı tarzda bir konuşma değildi. Kararlılık yoktu. İkaz edilmesi gereken kişilerin anlamadıkları, daha sonraki değerlendirmelerinden ortaya çıktı. Zaten anlamaya niyetleri de yok. - Bugünsöylemesigerekenlerisöylemediğiiçinyarınpişmanolacak. - Halkın askere güvenini sarsmak için bir psikolojik harekât yürütüldü. Büyükanıt bundan etkilenmiş olabilir. - Halkbeklediğinibulamadı.TürkSilâhlıKuvvetleri,bugünekadardevletimiznezamantehditaltınagirdiyse,buprobleminaltındançıkmabaşarısınıgöstermiştir.Buyüzden,halknezdindebüyükitibarsahibidir.Halk,böylebirüslûbusevebilirmi? Cumhurbaşkanıseçimikonusundahalkınbirproblemgidericiyeihtiyacıvarsa,komutanbuihtiyacacevapveremedi. Kanaltürk kadrosunun hayal kırıklığına bakarak, Yaşar Büyükanıt'ın dengeli ve demokrasi ye saygılı konuşmasını bir kere daha alkışlıyoruz.
***
Sonunda, Tuncay Özkan ağzını iyice bozarak patladı: "Birahlâksız,birhain,birhırsız,birmüstebit,cumhurbaşkanlığınıelegeçirmekisterseneyapacağız?Kimözde,kimsözde?Kimdiriçimizdekimilisler?GenelkurmayBaşkanıbizerehberlikedecekmi?" Org. Yaşar Büyükanıt, Meclis'i ve millet iradesinin üstünlüğünü işaret etti. Türkiye'yi zaman tüneli içine sokup, geriye götürmek istemedi. Özkan ve arkadaşlarının konuşmaları, tercihlerinin bir "kılavuzkarga" olduğunu ortaya koyuyor. Yaşanan çeşitli darbelerde, böyle kılavuzları Türkiye çok gördü.
Servisi 
Perşembe akşamı, Kanaltürk'te, Yaşar Büyükanıt'ın konuşmasını, emekli Org. Kemal Yavuz, gazeteci Mine Kırıkkanat ve Tuncay Özkan değerlendirirken, bir ara kulak misafiri oldum. Özkan, daha ziyade suskun kalmayı tercih ediyordu; Mine Kırıkkanat ile Kemal Yavuz ise yaşadıkları derin hayal kırıklığını şöyle dile getiriyorlardı: 
