İmralı'da Öcalan konforu
Daha ilk günden itibaren, Abdullah Öcalan'ın zehirlendiği iddiasının hiçbir ciddi temele dayanmadığını düşündüm. Türkiye bir aşiret devlet mi ki, dünyanın gözü önünde yavaş yavaş Apo'yu zehirlesin. Devletin eline, böyle bir yönteme başvurduğu takdirde ne geçer ki! Aksine, bir "katil devlet" ilân edilmediğimiz kalır. Sonra, Öcalan, "kahraman önder" pozisyonunda değil ki, devlet ondan kurtulmak istesin. Bir kitap vesilesiyle Menderes'in Yassıada'daki günlerini okuyorum. Sadece ona değil, avukatları Burhan Apaydın ve Talât Asal'a da neler yapılmadı ki! Her şeyden önce "bir vatan haininin" avukatlığını üstlenmelerinden dolayı sürekli hakarete uğradılar. Burhan Apaydın, 27 Mayıs'ın lideri Cemal Gürsel'in, daha önce Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes'e gönderdiği ve içinde Menderes hakkında övgü dolu satırlar bulunan mektubun Yassıada'da okunmasını talep ettiği için hapsedildi. Menderes onu azletmek zorunda kaldı. Talât Asal, doğru dürüst savunma yapmalarına, belgeleri incelemelerine, müvekkilleriyle görüşmelerine izin verilmediğinden yakınıyor. Yassıada mahkemesinde "Güneş batarken gölgeler büyük olur" dediği için, Talât Asal, askerlik görevini ifa etmediği gerekçesiyle tevkif edildi ve Menderes'i savunması engellendi. Demokrat Partili bakanlardan Sebati Ataman, ona, sürekli iğne yapıldığını söylüyor. Ataman'ın eşi ile Berin Menderes Yassıada'ya giden vapurda karşılaşmışlar. Berin Hanım, Menderes'ten ayrılırken birbirlerine sarıldıklarını, Menderes'in kulağına, "O kadar çok ilâç verip, iğne yapıyorlar ki, artık tahammül edemiyorum" dediğini Ataman'ın eşine anlatmış. Sebati Ataman, Menderes'in adadaki halini bu ilâçlara bağlıyor: "Bazı günler bizi başıyla hafifçe selâmlardı; bazen, adeta boşluğa bakardı, görmezdi bile. Mahkemede de öyle; bazen çok güzel cevaplar verirdi, bazen çok zayıftı. Gerçek lider Menderes'ti. Bu yüzden Menderes sevgisini yıkmak istediler. Menderes sportmen bir kişiydi. Uzun uzun yüzer ve yürürdü. O yorgun ve bitkin halini gördükçe, bütün arkadaşlar, ilâç verildiğini düşünürdük." Daha neler neler... Okudukça sinirlerim bozuluyor. Sonra da uzun uzun avukatıyla konuşan, dışarıya haberler gönderen Öcalan aklıma geliyor. Ve ona sahip çıkılsın diye basın toplantısı düzenleyen DTP'li belediye başkanları...