Son pişmanlık
Zaman, başarılı bir gazetecilik örneği sergileyerek, 28 Şubat'ta "mahşerin 5 atlısı" olarak nitelendirilen bazı sivil toplum örgütü liderlerinin görüşlerini almış. O dönemde, DİSK, TİSK, Türk-İş, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf Konfederasyonu başkanları bir arada hareket etmişler ve 28 Şubat'ın gerçekleşmesinde önemli rol oynamışlardı. Zaman, DİSK eski Başkanı Rıdvan Budak'a, Türk-İş eski Başkanı Bayram Meral'e ve TİSK eski Başkanı Refik Baydur'a değerlendirmelerini soruyor; her biri, askerin müdahalesine karşı olduğunu söylüyor. Rıdvan Budak: Askerin yaptığı her müdahalede sivil siyaset tasfiye edildi. Askermüdahale Türkiye'nin problemlerini çözmüyor; demokrasi her şart ve koşulda, müdahalesiz, kesintisiz bir biçimde devam etmeli. Bayram Meral: 28 Şubat olmasaydı, AK Parti olmayabilirdi. Demokrasinin zarar görmemesi için uyarı yaptık ama, ters anlaşıldı. Türkiye'de artık 28 Şubat benzeri süreçler yaşanmaz. Asker, 10 yıl öncesine göre demokrasiye daha çok inanıyor. Vatandaşa o günleri bir daha yaşatmak kimsenin hakkı değil. Refik Baydur: 28 Şubat'ta Türkiye'de bir rejim tehlikesi yoktu. Rejim tehlikesi varmış gibi gösterilerek, "Asker ile sivil el ele demokrasiyi kurtardı" söylemi doğru değil. Çevik Bir, bazı yerlere ulaşma arzusundaydı. İhtilâl havasını estiren şey, tankların yürümesiydi. Kudüs gecesinden sonra, "Asker bir harekette bulunmasın, bu adamın cezasını kanun versin" demeyi isterdim ama, diyemedim. Erdoğan'ın şiir okudu diye hapsedilmesi büyük haksızlıktı. Erdoğan'ın Köşk'e çıkması, rejim bunalımı filân doğurmaz.
***
"Mahşerin 5 atlısı"ndan hiç değilse 3 tanesi, bugün pişman gibi görünüyor. Ama son pişmanlık fayda vermez. Tasfiye etmek istedikleri zihniyet bugün iktidarda. Kendileri ise daha birçok 28 Şubat faili sivil ve asker gibi, çoktan emekli oldu.