İstediğini yapmak AZAlkmaar ile oynayan Fenerbahçe'yi heyecanla seyrettim. Bilenler bilir, benim bir Galatasaraylı olarak fanatizmle işim olmaz. Avrupa arenasında gösterilecek bir Fenerbahçe başarısı, Türkiye'nin artı hanesine yazılır. Ben de bundan gurur duyarım. Bu duygularla oturdum, ekranın başına...
***
Önce sevindik, sonra her zamanki gibi elimiz böğrümüzde kaldı. Niçin? Ben şu kadarını çözebildim.
***
İlk yarıda, maçı kazanmayı isteyen takım Fenerbahçe idi. Nitekim 2 golle, rakibini inanılmaz bir sıkıntıya sürükledi. AZ Alkmaar, kalesine girmiş 2 golü, topu topu 45 dakikada nasıl çıkartabilecekti? Bence maç o saatten sonra artık psikolojik harbe dönüşmüştü. Piskolojisi, isteği, kararlılığı, azmi, moral enerjisi yüksek olan maçı götürecekti. Üstünlük Fenerbahçe'deydi ama AZAlkmaar, feci bir istekle gelmeye başlamıştı. Biz seyirciler, oturduğumuz yerden bile bunu görebiliyorduk.
***
AZAlkmaar, geldi, geldi, geldi. Muazzam zaman baskısına rağmen, Fenerbahçe'yi adeta sahadan sildi ve istediğini aldı. Şimdi hiç kimse bana, Fener'desavunmahatasıvar . Kolay gol atıyor ama kolay da gol yiyor, falan demesin... AZ Alkmaar maçının kaybedilmesinin altında, başka bir noksanlık var. Fener'in star topçuları iyi!.. Ama moralyapısı iyi değil!..