Kolektif proje
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Avustralya Dışişleri Bakanı Downer'i kabul ettiği toplantıdan sonraki basın açıklamasında şunları söyledi: "301 ile ilgili çalışmaları sivil toplum kuruluşları ile birlikte yürütüyoruz. Amerikalılar'ın veya Avrupalılar'ın bu işe müdahil olması, yapılacak işleri yapılamaz hale getirir." "Dışarıda, Türkiye'de ağzını açanın hapse konulduğu, yüzlerce gazeteci ve düşünürün hapiste olduğu, önemli yazarların düşüncelerini açıklayamadığı zannediliyor. Oysa bunların hepsi yanlış."
***
Abdullah Gül'ün vurgu yaptığı iki noktayı ele almak gerekiyor. Birincisi, Türkiye'nin gerçekten çok hassas olduğu, Batılılar'ın bizim işlerimize burunlarını sokmaları meselesi... Bu noktadaki hassasiyet, yersiz ve gereksiz değil. Kabul ediyorum. Fakat şu da bir gerçeklik değil mi? Biz Türkiye olarak, özellikle AB ile stratejik bir ortaklığı hedefledik ve buna uygun yasal reformları bilerek ve isteyerek yapmıyor muyuz? Yani ortak bir demokrasi talebimiz yok mu? Kişi hak ve hürriyetleri, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ilkeleri hedefinde kolektif bir irade içinde değil miyiz? Büyük AB projesini, Türk milleti olarak da onaylıyor, istiyor ve hedefliyoruz. O halde, AB'nin demokratik uyarılarını, bu platformda ele almak gerekirken, bizim içişlerimize burunlarını sokmak şeklinde ele almak, son derece gereksiz olduğu kadar, kolektif duygu ve düşünceleri reddetmek, ipleri germek ve havayı sertleştirmek anlamına gelmez mi?
***
İkinci nokta ise şu: Dışarıda, Türkiye'de herkesin hapiste olduğu gibi bir hava oluştu, dediğimizde, neyi vurgulamış oluyoruz. 301. maddeyi eleştirenler, bir nicelik eleştirisi getirmiyorlar. Niteliksel bir eleştiri getiriyorlar. Elbet Türkiye'de ağzını açanı içeri atmıyorlar. Şükür o kadarcık demokrasi ve özgürlük var. Fakat söz konusu maddeler ve daha da önemlisi yürürlükteki zihniyetler, gelecek özgürlükleri askıya almaya matuftur. O sebeple, konuyu nitelik bakımından tartışmak gerekirken, nicelik vurgusu yapılmasının da pek mantığı görünmüyor. Bir tek gazetecinin veya yazarın düşüncesinden ötürü kodese tıkılması ile 100 yazarın içeri atılması arasında nitelik farkı yoktur.