Esnemek
Güzel Türkçemiz, birçok anlamda kullanılan kelimeleri bakımından eşsizdir. Çalmak mesela... Piyano çalmak da çalmaktır. Vezneden para çalmak da çalmaktır. Esnemek örneğin... Çelik esner, demir esnemez. Uykusu gelen esner, gelmeyen esnemez. Türkçe'yi iyi kullanıyorsan, kelime ve ifadeleri alabildiğince esnetebilirsin... Yalnız kelimeleri esnetirken dikkat edeceksin ki, sanık sandalyesine oturtup seni esnetmesinler! Allah muhafaza sonra yıllarını kodeste esneyerek geçirmek de var. - Hakim bey vallahi kastım yoktu, ben sadece kelimeleri esnetmeye çalışıyordum. - İçeriden esnersin koçum!
***
Geçen yıl ÖSYM'nin tuhaf ve anlaşılmaz uygulaması sonucunda, üniversitelerde 34 bin kontenjan açık kalmıştı. O yıl boş geçti. Biz burada defalarca yazdık. Kuralı birazcık esnetin, 34 bin genç üniversiteye girsin, yazıktır bu memlekete, dedik. Herhalde koltuklarında esniyorlardı, kuralları esnetemediler.
***
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Yarımağan, ancak bugün açıklama yapıyor: Geçen yıl mutlaka iki teste birden cevap verilmesi şartını koymuştuk. Bu yüzden 34 bin kontenjan boş kaldı. Bu yıl o kuralı esnetiyoruz.
***
Doğruyu görmüşler, tebrik ediyoruz. Fakat esnetmek için bu kadar beklemeye ne hacet vardı? Sen esnemeyi bırakıp, koyduğun kuralı esnetemediğin için bu memleketin 34 bin üniversite kontenjanı boş kaldı. Yöneticilikte, demir gibi esnemeyen yapıda değil, çelik gibi gerektiğinde esneyebilen bir yapıda olmak gerek. Türkiye'de idarenin temel problemi bu! Çelik olmak yerine demir olmayı tercih ediyorlar. Oksitlenme ve paslanma da cabası!