Akıllı olmak HrantDink cinayetinin azmettiricisi olarak tutuklanan YasinHayal, adliyeye götürülürken şöyle bağırmıştı: OrhanPamuk,sendeakıllıol!..
***
Orhan Pamuk, nispeten akıllı çıktı, benzetmek gibi olmasın, caflağı çekeceğine, cızlamı çekti, Amerika'ya uçtu. Saygı duyarım, bu bir tercihtir.
***
Ardından, Alaattin Çakıcı'dan Can Dündar'a yazılı bir sevgi notu geldi: "Akıllı ol Can Bey!" Adalet Bakanı Çiçek, araştırtmış, bu notu bizzat Çakıcı yazmamış, avukatı aracılığı ile yazılıp gönderilmiş!
***
Bu suretle, düşünce, tartışma ve ifade yaşamımızı aslında 301 gibi maddelerden ziyade çeşitli cenahlardan gönderilen "Akıllı ol" uyarılarının belirlemekte olduğu anlaşılıyor. Gündeme düşüveren bu çeşitli "Akıllı ol" tavsiyeleri üzerine, kendi kendime sormadan edemedim: Oğlum, bak uyarıp duruyorlar, sen akıllı mısın, değil misin?
***
Önce aynaya baktım. Dışarıdan pek bir şey anlaşılmıyor. Zaten felsefi açıdan akıllı olmak izafi bir kavramdır. Bir köfteciye hangi sebeple bilinmez bomba atarak (hak ettiği cezayı yemek şartıyla) kimbilir mahpushanelerde gençliği çürüyecek bir delikanlı, 40 kitap yazarak Nobel almış bir yazardan daha akıllı olabilirdi. İzafiyet bu mudur bilmiyorum, ama sen öyle zannediyorsan öyledir işte!
***
Bu ülkenin büyük yazarlarından Yaşar Kemal de, keşke bu kadar kitap yazmasaydım, derken zımnen, eskiden bende akıl yoktu, şimdi akıllandım mı demektedir, bu da bir tartışma konusudur örneğin Yani bir insana akıl, gelip, gidebilir de!..
***
Akıllı olup olmadığımı çözemediğim için konuyu ertelemeye karar verdim. Kahpe bir pusuda kalleşçe vurulmamak şartıyla, herkesle her konuyu tartışmaya açığım. Ama akıllı mıyım bilmiyorum. Eğer bir gün bir yerde, eşek cennetini boylamazsam, yıllar geçecek ve o vakit karar vereceğiz, akıllı mıyız akılsız mıyız diye...