Otomobil esareti
Medeniyetin esirleri haline geldik, her geçen gün de bu esaret biraz daha içinden çıkılmaz hale, adeta bir boyunduruk haline geliyor. Ve daha da korkuncu, bu esaret bir kültür haline geliyor, eskiden tanımadığımız, bilmediğimiz kabalıkları, baskıları ve iletişim bozukluklarını tetikliyor. Başlıca esiri haline geldiğimiz şey, otomobil!.. Siz de görüyorsunuzdur, insanlar yollarda otomobilleriyle o şekilde bir trafik oluşturuyor ki, arenalardaki boğalardan farkımız kalmıyor. Üç adımlık yere araçları ile gidenler, çarşıların neredeyse içine bile araçla girecek kadar çıldırmış olanlar... Yayalar ise tam bir baskı altında... Hangi yaya geçidinde veya dönemeçte hangi aracın altında kalabilecekleri meçhul...
***
Özellikle İstanbul'da durum böyleyken, idareciler trafik keşmekeşini çözmeye çalışıyorlar. Çözülemez bu kafayla. Çünkü yurttaş da herhangi köklü bir değişikliğe hazır değil.
***
Peki başka ülkeler, başka insanlar nasıl yaşıyorlar? Hollanda'dan örnek verelim: 16 milyon nüfuslu Hollanda'da 18 milyon bisiklet var. Herkes bisiklete biniyor. Politikacılar, yöneticiler, Kraliyet üyeleri bile bisiklete biniyor. Ama siz bana bakmayın... Bisiklet, bizim karizmamızı çizer!