Happy Birthday Nazmiye Demirel
Süleyman Demirel, eşinin 80'inci doğum gününü kutladı. Nazmiye Hanım, Alzheimer hastası. Hayattan, kopup gitmiş. Artık ne bir şeye sevinebiliyor, ne de üzülebiliyor. Etrafında cereyan eden olayların farkında bile değil. Yük, Süleyman Demirel'in omuzlarında. Bir Alzheimer hastasıyla yaşamak kolay değil. Hele insanın kendisi de belirli bir yaşa gelmişse. Demirel'in bir cümlesi, zihnime çakıldı kaldı: "Zincirbozan'a giderken bile bu kadar üzüntülü değildim. Çünkü dönüşü olduğunu biliyordum. Şimdi çaresizim." Aslında, hepimiz daha dünyaya geldiğimiz günden itibaren, dönüşü olmayan bir yola girdiğimizi biliyoruz. Er veya geç, hasta veya sağlıklı, sonunda hepimiz "yolcuyuz". Müşterek bir sonu paylaşmak, belki bu neticeye katlanmayı da kolaylaştırıyor. Düşünebiliyor musunuz, kimileri ölümsüz olsa, dünya bize dar gelirdi. Kıskançlıktan çatlardık! İnsanlar ölümsüzlüğün peşine düşmüş ama, Ab-ı Hayat'a kavuşamamış. Tıpkı altın yapmaya çalışan simyacılar gibi. Gayretler hep boşa çıkmış. Bir şeye çok üzüldüğümüzde, hayat gibi, sıkıntıların da geçici olduğunu hatırlamalıyız. İnsanlar, yakınlarının ölüm acısını bile zaman içinde şiddeti azalarak hissediyor. Aksi takdirde ayakta kalmak kolay değil. Zaten hepimiz, herkes için kaçınılmaz olan ölüme, bir anlamda güle oynaya gitmiyor muyuz? Yaşgünlerimizde ve yeni yılda matem tutacağımıza, eğlenceler tertip ediyoruz. Çok güzel bir cümle vardır. Hatırlayabildiğim kadarıyla yazayım: "Allahım, bana baş edebileceğim zorluklarla mücadele gücü ver; bertaraf edemeyeceğim sıkıntılara katlanma tahammülü ver; ve... bu iki şeyi birbirinden ayırt etme sağduyusu ver." Tekrar Süleyman Demirel'e sözü getirmek gerekirse, o, zaten bütün bunları zihninde halletmiş. Kâh dik durmasını bilmiş, kâh kırılmamak için eğilmiş. "Hayatta ilk düşen sen olmayacaksın" dediğini bilirim. Çok doğru bir tespit. Büyük sıkıntılarda, büyük kavgalarda en öne atılmak sonuçta hep zarar getirmiştir. Ayakta kalacaksın ki, mücadeleni sürdürebilesin. Süleyman Demirel'i, "Askerdarbelere neden karşı çıkmadın?" diye hâlâ eleştirenler var. Tıpkı, "Menderes, idam sehpasında Saddam kadar dik durmadı" diyenlerin olduğu gibi. Hem Menderes hem Demirel, Türk siyasetine damgasını vurmuş iki önemli isim; seveni de var, sevmeyeni de. Onları eleştirenleri biraz insaflı davranmaya davet ediyorum.