Saddam Hüseyin
Yeni yılın ilk cumartesi gününden herkese merhaba! Dünya gündeminin hızla değiştiği şu günlerde en önemli gelişme, son yüzyılın en büyük diktatörlerinden birinin ipe gidişiydi. Televizyon karşısında, tüyler ürpertici o kareyi hafızama kazımak istermişcesine defalarca seyrettim; bunu neden yaptım bilmiyorum...
MEYDANOKUDU Ölüme giden adımların bu kadar net ve sağlam, bir saniye bile geri adım atmayı düşünmeyen, korkusuzca ve tüm dünyaya meydan okuyan tavrı beni ürküttü, düşündürdü... "Asılarakdeğilbiraskergibikurşunadizilereköldürülmekistiyorum" sözleriyle ölüme meydan okuyan, ölümünkendisindendeğildegelişşeklindenendişeduyanbirinsan evladının olup olamayacağı hala kafamı kurcalamakta... Düşünüyorum,benolsamneyapardım? Sonra vazgeçiyorum... Mümkün olmayan bir şeyin peşinde olduğumun farkına varıyorum! İsmini bile bilmediğim veya yakınen tanıdığım, hiç görmediğim ya da defalarca gördüğüm, göz göze geldiğim veya kilometrelerce uzaktan hedef belirlediğim masum insanların canına kıydıktan sonra verilecek bir cevaptı bu... ŞEYTANINADI:EGO Başkalarının hayatı, sözde belli ideolojiler için bozuk para gibi harcanırken kendi canımızın ne kadar önemi olabilirdi ki... Yok yok, kafam basmaz benim böyle konulara, anlamam anlayamam ya da anlamak istemem. İşime gelmez belki de içimde barındırdığım ama gün ışığına çıkartmadığım bu duygularımla tanışmaya... Saddam iktidarını, baskıcı yöntemlere ve zulme dayandırdı. Sesiniyükselteni,iktidarınakarşıçıkanıöldürmektenhiççekinmedi. İran halkına da aynı bilmiş tavırla yaklaştı ve dedim ya, 8yılsürensavaştayüzbinlerceinsanınölümüneyolaçtı. İki ülkenin ekonomisi de mahvetti. Savaş bittiğinde her iki taraf da başlanılan noktadaydı. İnsanı yoldan çıkaran eğer şeytan ise şeytanın özellikle günümüzdeki takma ismi "ego" olmalıdır. GüçveiktidaraşkınınsonutıpkıSaddamHüseyingibiçukurundibidir,buapaçıktır. Çöplerle kamufle edilmiş olsa da, havalandırma sistemi bulunsa da, içinde 750 bin dolar olsa da çukur çukurdur. Daha çoğuna sahip olmanın değil de daha azıyla yetinmenin gerçek erdem olduğunu, erdemi falan bir kenara bırakın da; tek kurtuluş olduğunu ne zaman anlayacağız? Yoksa o çukurdan çıkıanı ancak ve ancak dipsiz kuyu paklar; bunu hiç aklımızdan çıkarmayalım!
DÜPEDÜZSOYKIRIM Tüm dünyayı ilgilendiren bu konu ile ilgili olarak şahsi görüşüme gelince: Saddam Hüseyin kuşkusuz ki kendi iktidarı ve kendi egoları için yaşayan acımasız bir diktatördü, bir imha makinesi gibiydi. Tıpkı Halepçe örneğinde olduğu gibi. Bu düpedüz bir soykırımdı. Ama ama!!! Saddam,Halepçekatliamıbahaneedilerekhalkındirenişinikırmakiçinasılmıştır. Halepçe katliamına gelince; devlet olarak biz nasıl PKK ile savaşıyorsak o da kendi ülkesindeki örgüt militanlarına silahla karşılık veriyordu. Halepçe'deki militanları teslim alamayınca halkı da bombaladı. Yani günahsız canların günahına girdi. Tek bir gerçek vardır ki bu affedilmezdir; idamın,bayramın1'incigünüyapılmasışartmıydı,bilemiyorum... Neyse ne! Askıya almak, dayak, tecavüz ve canlı insanları yakmak gibi işkence yöntemlerini makul gören biri içinse kafam ne politik ne de kollektif düşünebiliyor; insaniçindennelernelergeçiriyor...