Şen dullar zor kulvar
Yuvayı dişi kuş yaparmış! Yuvalarımızı da dişi kuşlar bozdu. Daha düne kadar her gelin kızın rüyası, sıradan bir dikiş makinasıydı. Şimdi bir türlü dikiş tutturamayanların devri başladı. Gelinlikçiler otursun ağlasın... Artık kimse "Evlenip mutlu olacağım" diye düşünmüyor... Feraye Tanyolaç'la gündeme gelen evlilik ve hayat birlikteliği dışı çocuk yapmak, Asena ile daha da perçinlendi... 4 koca eskiten Seda Sayan, aşktan vazgeçmedi ama evliliğe tövbe etti. Hayatımıza yön veren diziler de, dul kadın iktidarına girdi. 2 çocuklu Aliye, sanki etrafta başka kadın kalmamış gibi her erkeğin gözdesi olarak gösterildi. Peşi sıra gelen Binbir Gece'nin Şehrazat'ı, ahlaksız teklifi okeylemesine rağmen hem namuslu, hem herkesin gönül fatihi oldu. Kurtlar Vadisi'ndeki şiddet görüntülerinden kurtulduk diye düşünürken başımıza, bir şekilde dul ya da yalnız kalan kadınların, revaçta hayat hikayeleri çıktı. Dahadakötüsü,istisnasanılanbuolaylaryuvamimarıdişikuşlarındaidealihalinegeldi... Ekranlardaki değil sokaklardaki kızlar bile "Evliliği düşünmüyorum. İstersem birinden çocuk yaparım" fikrinin yılmaz savunucuları oldu. Kızlar, "Yerim, içerim, yatarım" edalarında, birçok evli kadın da Aliye'den, Şehrazat'tan yola çıkarak kocalarını bırakıp yeni aşkların semalarında... Ama kimsenin "Çocuklu ve dul bir kadın bulsam da aşık olsam" diye beklemediğini anlamaları ne yazık ki geç oldu. Eldeki kocadan olmakla kalmadılar, daha da mutsuzluğa düştüler. Bekarlığı sultanlık gören genç kızların tek yaptığı ise evde kalmışların sayısını çoğaltmak oldu. Yani eski köye yeni adetler geldi ancak hala gülümseyen insanların sayısı artmadı... Öyleyse çok bilenlere öneri olsun: Herkestekbaşınabirevdeyaşasın. İsteyenistediğinikoynunaalsın. Beyazeşyavemobilyacılarzengin,Doğacakçocuklarageçmişolsun...