At göbeği, kap ekmeği
Aç ayı oynamaz diyorlar... Aç insan oynuyor ama... Hem de şakır şakır! Üstelik ayılara nispet şarkı söyleyenleri de var, karın gurultularının notasıyla... Peki bu insanlar aklını mı yitirdi de oynuyor. Hayır, umutlarını yitirdiler. Her taraf işsiz kaynarken, paranın kokusu en çok toplu-poplu yarışmalardan geliyor. Çocuğuna bakamayan yalnız anneler dansöz olmaya çalışıyor. Ailesini bırakıp şarkıcılığa soyunan babalar, "Ekmek arıyorum ağabey" diye feryat ediyor. Aslında bu konuda yetenek fukaraları daha şanslı, baştan kibarca "Byby" duyuyor. Ama biraz ışığı varsa asıl trajedi ondan sonra başlıyor. Cahili kandırmak kolay! 3-5 hafta yarıştırdıktan sonra hasbel kader birisine Türkiye'nin yeni starı olduğu söyleniyor. Aslında 'zavallı star' olduğundan bi haber yıldız adayı da ekmek bulma umuduna büyük adam olma umutlarını da ekliyor. Sonra ver elini albüm çalışmaları, promosyonlar... Sahnedeki oyun bitiyor, kameralara oyun başlıyor. Daha şık, daha ünlü, daha sevilen olmaya çabalarken Türkiye'nin sahte starı, varı yoğu ne varsa onları da harcıyor. Eski açlığına geri dönerken elinde bir de eski ve yeni hayal kırıklıkları kalıyor. Star yarışmalarının her biri yetenekli insanları aradığını söylese de hiçbirinin bulduğu yıldızlar, 3-5 günden fazla hatırlanmıyor. Ancak her biri hâlâ yalan umutlarını sürdürüyor... Çaresiz insanlar kapılara yığılıp elemelerde yeteneğinden çok hayat hikayesini gözler önüne seriyor. Biraz düşünene Türkiye'nin sosyal yapısını tespit etmek için bolca malzeme de çıkıyor. Reyting savaşlarını anladık da neden kimse bu insanlara gerçekten hayatlarını kurtarabilecek kapılar açmıyor. En fazla birkaçı boş bulduğu kanalda sabah kavgacıları oluyor... Açlık baki kalıyor, çare ise ne yazık ki hâlâ bilinmiyor! Eh geriye kalanlara da desteklediği adayın ismini yazıp, boşluk bırakıp mesaj çekmek düşüyor...