Benimle evlenir misin?
Bilimadamı olmak hem eğlenceli, hem de biraz riskli. Yeni şeyler keşfetmek sevabı da, itibarı da artırırmış. Ancak bir de her keşifte hayal kırıklığı yaratma ihtimali var. Senelerceiçindedemirolduğusanılarakyenilenıspanağınaslındadiğersebzelerdenfarklıolmadığınıöğrenmekgibişimdideevdekalmışlığınnedenihepimizişaşırttı! Her şeyi çok bilen Amerikalı bilimadamları, romantik film seven ve izleyen kadınların, aksiyon filmi sevenlere göre yüzde 23 daha çok evde kaldığını açıkladı. Sebep ise Hollywood ya da Yeşilçam kahramanları gibi sevecen bir erkek aramaları... Böylece kızlara, en büyük düşmanlarının 'hayalleri' olduğu söylenildi. Peki Amerikalı bilimadamları, acaba hiç Türkiye'de genç kız olarak yaşadı mı? Muhtemelen hayır. Ama uyduruk bir araştırma yapıp, kızı evde kalan her anne gibi onlar da suçu 'yetişkin' hanımefendilere attı. Halbuki bu zamanda zavallı kadınların yapacağı hiçbir şey kalmadı. Öncelikle tecrübeli ablalar meydana salındı. 20'lik delikanlıları 35'likler kaptı, 30'lukları 45'likler kapattı. Duygusallıktan uzak oldukları söylense de erkeklerin çoğu birbirini sevmeye başladı! Çok gezip çok bilenler de, "Annem bulur karımı, gecelerde hayatın tadı" diyerek ailesine gelin, kendisine köle aldı. Gaylerden, kapatmalardan ve kapılanlardan geriye kalanları da şeytan aldı götürdü, sattı ve getirmedi... "Evlenecek erkek kalmadı" sözlerine alıştık da bari hayaller bize kalsaydı! Bu arada ölümüyle insanları yasa boğan Bülent Ecevit, hayalleri yaşatacak en net örnekti. Herkes onun Türkiye'ye "dürüst potilitikacı" imajını miras bıraktığını söylese de bence o, en romantik erkeklerin simgesiydi. Rahşan'a olan aşkı ile belki kendisini örnek alan genç kızların çoğunun evde kalmasına neden oldu ama ibret almasını bilen erkeklere de iyi bir örnekti. Ecevit'e rahmet, tüm evlenmek isteyen genç kızlara da hayırlı kısmet diliyorum.