Kürtaj cinayettir
Bilimadamlarına tavsiyem, psikolojiye bağlı bir doğum kontrol yöntemi geliştirsinler. İsteyen hamile kalsın, istemeyen kalmasın... Çünkü üç ay öncesinden başlayıp ertesi gün haplarına kadar sürüp giden binbir çeşit yöntem var ama hâlâ insanlar istenmeyen gebelik yaşayabiliyormuş! Ya da belki de umursanmayan gebelik demek daha doğru olur. Nasıl olsa kürtaj var, sevişin sevişebildiğiniz kadar... Cinsel özgürlük bu ya! Hande Ataizi gibi "Yemek, içmek, sevişmek" dersin, çocuğa kim bakacak, kürtaj yaptırır geçersin. Bu işin bir de sonradan pişmanlığı, reklam pazarlığı var! Misal Gizem Özdilli... Gizem meğerse kürtaj ustası olmuş da bizim haberimiz yokmuş! Serdar Bilgili'den çocuk aldıran ünlü manken, baba adayını suçluyor: "Beni şoförüyle kürtaja yolladı." Hadi Bilgili'ye kızdık, ardından öğreniyoruz ki bir kürtaj nedeni de Varol Kaynar aşkından kaynaklanıyor. Gizem; 2 çocuğunu karnındayken öldürmüş, suçlu baba adayları oluyor! Bir de podyumda düşürdüğü iddia edilen bebek var ki, herhalde o da sonunu bildiğinden erken intihar sınıfına giriyor! Sürekli ağlayan ama skandalları da hiç bitmeyen Gizem Hanımefendi'yi istisna zannedenler ise yanılıyor. Çünkü o sadece podyumdaki katliamdan birkaç örnek sunuyor. Halbuki liseli, üniversiteli kızlar da adeta birbirleriyle kürtaj yarışına giriyor... Gizem gibileri dinleyenler, 16'sında ilk erkek arkadaşıyla birlikte oluyor, ondan sonra sayısını bilmediğimiz kadar çok kürtaj... Yasa o hakkı tanımış ya, kesesine güvenen, zamanla bütün jenikologlarla dost, doğacak çocuklarının düşmanı oluyor. Cebinde parası olmayanlar da 9 ay 10 gün sonra cami kapısını ziyaret ediyor! Ama kimse sorumsuz cinselliğin sonucundaki kürtaj patlamasının hesabını sormuyor. İnsanlara bir türlü nüfus planlamasını öğretemeyen devlet, aç-susuz sayısını kısmen de olsa azaltmak için kürtaja izin veriyor. Ama bundan en çok faydalanan, kürtajın aslında bir cinayet olduğunu unutan sorumsuz ve cahiller oluyor. Geçmiş olsun Türkiye, bir nesil hastane çöplüğünde yatıyor.