Bir 'an'lık hürmet
Eskiden insanlar birbirini tanımasalar da selam verirmiş. Her kadın birer leydi, her erkek küçük prens sayılırmış. Toplu taşıma araçlarında kadınlar sıkıştırılmaz, bir spor müsabakası izleyen erkekler topluca küfür etmezmiş... Çünkü ayıp, yasadan daha keskinmiş... Şimdilerde ise ayıplar marifet, yasalar kör kısmet. Kadınlar ne kadar bol frikik verirse, o kadar revaçta... Kavgalar, bir kameradan öbür kameraya... Programlarda atılan dayaklar an meselesi, her gece yeni bir partner bulup aşk yapmak herkesin hevesi... Ve üstelik hepsi birer hanımefendi. Gerektiğinde Cumhuriyet Balosu'nun davetlisi, hiç gerekmiyor ama yine de her konunun yorumcusu. Böylelerine "Hanımefendi" dediğimiz günümüzde şimdi Bülent Ersoy, hanım mı, bey mi tartışması gündeme geldi. Türkücü Mustafa Topaloğlu, Ersoy'a "Hanım demem" diye tutturdu. Yani bol keseden dağıtılan bu söz, Ersoy'a gelince nedense kıymetli oldu. Atı alan Üsküdar'ı geçmiş, bu saatten sonra beyliğin hanımlığın kime ne faydası var? Cebinde parası olduktan sonra herkesin hürmet gördüğü, arkasından sövüp yüzüne güldüğü cem-i cümlede, bay ve bayan arasındaki bir "an" farkı, kimseye pek bir şey anlatamadı. Cinsiyet değiştirmeye tepki varsa bunun yolu kavga değil, doğru yolu göstermekti. Ersoy onaylanmasa da, onu aşağılamak sadece taraftar sayısını çoğalttı. Üstelik Türkiye, bir karısı varken bir kadın daha alıp, üstüne bir de çocuk yapıp göğsünü gere gere bunu anlatan Topaloğlu'na "Beyefendi" demeyi sürdürdü. Genellikle kesesi dolgunlara beyefendi denildiğinden belki de uzaylı türkücümüz, Ersoy'a saygısını "Bey" diyerek göstermek istedi...