Baykal Denktaş'ın izinde
Deniz Baykal, beklenilen tepkiyi verdi. Evet, Türkiye, haksızlığa uğruyor. Avrupa Birliği, Annan Planı'na "Evet" diyen Kıbrıslı Türkler'i, söz verdiğinin aksine mağduriyetten kurtarmaya yanaşmazken, Türk limanlarının Rumlar'a açılması için bastırıyor. Ama, Baykal'ın sanki Türkiye Cumhuriyeti dış politikasında önemli bir değişim ortaya çıkmış gibi tepki koymasını, doğrusu anlamakta zorluk çekiyoruz. Çünkü, Erdoğan hükûmeti, KKTC hükûmetiyle de anlaşarak, uzunca bir süreden beri, Türk limanlarının Rumlar'a açılmasını, Kıbrıs Türkleri'ne uygulanan ambargonun kalkması şartına bağlamıştı. Benzer bir öneriyi, dün yazılı olarak Brüksel'e iletti. Deniz Baykal'ın "Bu durumda Rumlar'ı tanımış oluyoruz" sözüne de, Prof. Işıl Karakaş'ın yorumuyla cevap vermek isteriz: "Tanıma bir niyet sorunudur. Şeklin özel bir önemi yoktur. Açık ya da üstü kapalı olarak yapılabilir. Üstü kapalı tanımada, tanıma iradesinin mevcut olduğu konusunda bir şüphe bulunmamalı. Meselâ, kurulan bir diplomatik ilişki her türlü şüpheyi bertaraf edecek mahiyettedir. Üstü kapalı tanıma iddialarını, devlet, aksine beyanla hemen bertaraf edebilir. Bir devlet veya hükûmetle resmi diplomatik ilişkilerin kurulması dışında, tanıma sonucunu doğurabilecek herhangi bir işlem, bunu yapan hükûmetin, bu işlemin tanıma niyeti taşımadığını açıkça belirtmesiyle, tanıma iddiası ortadan kalkar." (Nitekim, Türkiye, 29 Temmuz 2005'te Ankara Antlaşması Ek Protokolü'nü imzalarken, bir deklarasyon yayınlayarak, Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımadığını beyan etmişti.) AK Parti Hükûmeti'nin son önerisine, Rumlar "Hayır" derken, "Türkiye Cumhuriyeti, daha önce Ercan Havaalanı ve Magosa Limanı'na karşı bütün limanlarını Rumlar'a açmayı kabul etmişti. Şimdi bu adım, öncekine göre daha geri bir adım" sözleriyle itirazlarını dile getiriyorlar. Görüldüğü gibi, ortada bir politika değişikliği yok. Acaba "retçi cephede" kalıp, tek bir adım atmadan, statükoyu muhafaza etmek mi doğru? Yoksa, AB rotasından şaşmayıp, "muasır medeniyete" ulaşmak kararlılığını her fırsatta göstermek mi? Deniz Baykal, biraz da Denktaş'ın rolüne soyunmuş gibi duruyor.
|