Yörük Ali Efe' ye saygım sonsuzdur. Onun yaşam öyküsünü okudukça oluştu bu saygı. Seçim öncesi iş gezimde Aydın'a geldiğimde bu milli mücadele kahramanımızın heykelinin dibinde fotoğraf çektirirken gururlandım bu yüzden. Çoğumuz biliriz. İşgalde düşmana ilk kurşunu atan
Hasan Tahsin'di.
Ama oracıkta (İzmir Konak Meydanı) kendisi de kurşunlara hedef olunca şehit düştü. İşte bu ilk kurşundan sonra, işgale karşı ilk silahlı mücadeleyi başlatan, bir anlamda ulusal kurtuluş savaşının fünyesini patlatan adamdı
Yörük Ali Efe. NEREDELER Malum 'Kuvai Milliye' ruhunun oluşmasında Ege efelerinin büyük katkıları vardı. Yörük Ali de bu katkının temel taşlarından bir yiğitti. Etrafta orası burası oynayanların giderek artışını görüp de o müstesna zamanların nadide adamlarına
"Ahh nerede onlar?" çekmemek mümkün mü? Efe ruhlu, ekmeğine, hakka adalete kabadayı yüzler yürekleri koydunsa bul. İşte onun için bir güzellik yapalım o kahramanın ruhuna olsun dedim. Aşağıya
Yörük Ali Efe'nin "bilinmesi mutlak" yaşam mücadelesini kısadan devşirdim.
TRAMVAY KAZASI Yörük Ali 1895'te
Aydın'da doğdu. Kavaklı köyün tüm delikanlıları gibi o da eline, beline sağlam bir civandı. 1916 yılında askere alınarak Kafkas Cephesi'ne gönderildiği sırada askerden kaçtı, dağa çıkarak Alanyalı Molla Ali çetesine katıldı. Molla Ali, çarpışmada ölünce onun yerine çete başı oldu. Menderes Irmağı'nı salla geçerken jandarmanın pususuna düşen çetenin bütün elemanları vurulmuştu. Yalnızca
Ali Efe, salın ipini kesip kendini akıntıya bırakarak hayatını kurtarabildi.
İLK İCRAAT Bu olaydan sonra çetecilikten vazgeçerek eşkıya avında bir süre hükümete yardımcı olan
Ali Efe, Mondros Mütarekesi'nin ardından ortalık karışınca çete kurdu. İzmir'den sonra Aydın ve Nazilli de düşmüştü.
Yörük Ali kızanları topladı ve
Yenipazar'da karargahını konuşlandırdı.
Sultanhisar'daki
Malgaç Köprüsü yanında Yunan karakolu vardı. Efenin ilk icraatı işte bu karakolu '
hacamat' etmek oldu. 110 askerini kırdı geçirdi Yunan'ın. Sonra da hep bela, tam bela oldu düşmana.
KALDIRIYOR KOLLARI Zaferden sonra ona '
İstiklal Madalyası' taktılar. 1928'e kadar İzmir'de yaşadı sonra yine köyüne döndü. Lakin yine bir İzmir gezisi sırasında giden tramvaya atlamak isterken devrildi ve bacaklarının yarısı rayların üzerinde kaldı ne yazık ki. O haliyle bile güçlü kuvvetli oluşu ünlü türküsüne de yansıdı. Hani türküde; "
Yörük Ali'yi sorarsan kaldırıyor kolları" der ya o işte.
HOYDAA BRE EFELER Sonra kaçınılmaz sona geldi. 26 Eylül gününde, 1953'te rahmete yürüdü koca efe.
Hatırlarsınız,
Aydın Belediyesi 1997'de Efe'nin bir heykelini yaptırdıydı. Heykele bakıp bakıp
"Böyle de efe mi olur? Nerede bunun bıyıkları?" diyenler olunca dar acele burma bıyık oturttular dudakları üstüne. Ama adamı efe eden bıyığı değil yüreğidir unuttular galiba. Efeleri, efelikleri unuttukları gibi.