Dünyada, Türkiye'de, İstanbul'da, bizim medya mahallesinde bin türlü şey oluyor. Biz ekip olarak hepsinden uzaktayız. Seçim nabzı tutacağız diyerekten orası-burası dolaşırken kendi gündemimize yoğunlaşamıyoruz. Kolay fark edemesek de üstünden az bir zaman geçince hissediyoruz fevkalade durumları.

AH KEŞKE
Yolda dediğim gibi, elli türlü şey oluyor. Mesela önce Gönen civarında bir inşaat çavuşu sarstı beni. Kılık kıyafet, tip hak getire ama adam bir derya yahu. Tarihten dem vuruyor Kaptan-ı Deryalar'ın öykülerini naklediyor, edebiyata geçiyor divan şiirleri mırıldanıyor. Lise 2'den terk etmiş okulu ama " Kendimi yetiştirdim" diyor. Sonra "İnsanlar keşke kumrulara benzese" diyor gözümün içine baka baka. Soruyorum:
- Niye kumrulara benzeyecekmiş insanlar...
- Çünkü en mutlu hayvanlar onlardır...
- Nereden biliyorsun...
- Gözlem yap sen de fark edersin abi. Mesela kumrular tek eşlidir. Hiçbir zaman eş değiştirmez.
- Allah Allah bilmiyordum.
- Kumru hiçbir zaman başkasının yuvasına girmez. Kolay memnun olur. İçinde bulunduğu duruma uyar.
- İlginç valla...

YUVASI DA BASİT
Kumru aynı zamanda iki kanatla süzülmez; bir kanadına dinlendirir ve diğerini çırpar. Böylece asla terk etmeme özelliğini gösterir. Eşlerine bağlı kuşlardır. Eşlerden biri ölecek olursa, kalan eş ömür boyu başkasıyla eşleşmez.
- Müthişmiş...
- Dal parçalarından basit bir yuva yaparlar. Senede iki yumurta yumurtlarlar. Yavrular, yumurtadan çıktıktan 18 gün sonra uçarlar.
- Etkilendim arkadaş...
- Ben dedim sana abi. Keşke insanlar da böyle ilişkiler kursalar. Çiftler böyle mutlu olsalar.
Gelelim bu hikayeyi bağlamak istediğim yere. Onu da az aşağıda açıklayayım gelin.